9. ayda artık doktor ziyaretleri bir hayli sıklaşmış oluyor.
Bugün itibariyle 35+6 günlük olduk. Sat ' a göre 5 gün kadar geriyiz ; fakat pek bir önem teşkil etmiyor bu durum.
Bugün muayenemiz vardı . Çok şükür her şey yolunda . Suyumuz iyi , sağlığımız iyi .
Miniğim 2460 gr ve 49 cm olmuş. İnce ve uzun bir profili olacak gibi görünüyor. Gerek benim aile tarafım gerek eşimin aile tarafı olsun ( kendimi saymazsam ;) ) herkes uzun boylu , ailemdeki kimsenin kiloyla bir sorunu yok . Can'ın genetik yapısı fiziksel olarak az çok belli olmuş oluyor bu ölçümlerde.
Hamileliğin başından beri 16 kg aldım ; ama mazeretim var benim :)
Yatak istirahati , erken doğum ihtimalinin konuşulduğu zamanlarda gelişimin hızlanması için kendimi yiyeceklere vermem ve suyumuz artsın diye kendimi yormamam neticesinde , muhtemelen tartıda bir daha zor göreceğim bir kilodayım :) Yazın , eskisi gibi , 49 kiloya inme hedefim var.
Muayene detaylarına dönersek...
Ultrason görüntülerine iyi hakim olmama rağmen , bir süredir ekranda ne gördüğümü pek anlayamıyordum. Doktor baş ve karın çevresini ölçerken yalnızca daire şekli seçilebiliyor :) Ama bugün oğluşumun yüz profilini görebildim , çok tatlıydı. Ultrason çıktısını ne yazık ki doktorun muayenehanesinde unuttum :/ Dosyama koymuştur diye umuyorum.
Pazar günü ( 1 Kasım ) Nst çektireceğim ve tahlil yaptıracağım.
Haftaya Salı ' da hamile kadınların hiç sevmediği o malum muayene var . :)))Doktorum normal doğumu kolaylaştırması açısından perine masajını gösterecek.
Ödevlerim de var. Günde 50 kez çömelme ve 45 dakika yürüme :)
Alışverişlerimizi tamamladık.Gerçi ben hala hoşuma giden bir şey olunca kendimi tutamayıp alıyorum.Hamile bir kadının hevesi kırılmamalı ve hiçbir şey de içinde kalmamalı. :)))) İçinizden geliyorsa alın , yapın...Benden size tavsiye...İnsan hayatında kaç kere hamile kalıyor ki ? En fazla 2 - 3 ? Bu yüzden hamile dokunulmazlığı ile doyasıya yaşamalı birçok tecrübeyi :) Kendinizi kısıtlamayın. Benim düşüncem bu şekilde :) Oda hazırlamadık ama oğluşumun eksiği yok , fazlası var. Dolabı , koltuğu , yatağı hazır zaten . İstediğimiz zaman tülü yenileyip belki bir iki detay ekleyerek odasını ayırabiliriz ; ama ben kıyamam minik aşkıma :) Bir süre anne ve babasının yanında uyusun , zaten ayrı uyuyacağı çok zamanı olacak.Onu yalnız bir odada bırakmak da düşünce olarak da hoşuma gitmiyor zaten.
Doğum yaklaştıkça doğum sonrasını da fazlasıyla düşünür oldum.
Okuduğum kitaplarda bebek bakımında anneye yardımcı olunması gerektiği ( özellikle ilk zamanlarda ) sık sık vurgulanmış.Bu doğum sonrası depresyonun yaşanmaması için de gerekli...Anneye uyuması ve dinlenmesi için fırsat verilmesi , anneye ev işlerinde yardımcı olunması , hatta ilk 40 gün annenin yemek dahi yapmaması , sadece bebeğini emzirmesi , uyuması , bebek bakımı ; bunların dışında annenin ve bebeğin birbirlerine alışmasına , bağ kurmasına fırsat verici ortamlar oluşturulmalıdır,deniliyordu.Buraya yazıyorum ki , belki birisi bana acır ve yardıma gelir :))))) Evet , bu bir imdat çağrısı , itiraf ediyorum :) Ben bu bakımdan şanssız kesimdeyim ne yazık ki , ailemden ayrı bir şehirdeyim.Ailem Ankara'da. Eşimin ailesi de Giresun ' da. Bakalım nasıl olacak... Muhakkak alışacağım , mükemmel olma gibi bir çabam da olmayacak , olması gereken olacak . Bugün bu konuyu , randevuyu beklerken sekreterle de konuşuyordum. İlk çocuğunuzsa o kadar sorun olmuyor,dedi ; ama 2. , 3. çocuklarda sıkıntı olabiliyormuş. Bir de lohusalık var.Alt üst olmuş hormon dengesi nedeniyle sebepsiz krizler yaşamanız mümkün.Evde sizinle yaşayan herkesin bu gibi durumlarda anlayışlı olması , sizi desteklemesi , size yardımcı olması gerekecek.Ve en önemlisi bu durumun geçici olduğunu çevrenizdekilerin bilmesi önemli.Adı üzerinde , lohusalık...Ben yaşamadım ; ama kitaplarda böyle yazıyor :) Ama endişelerim de yok değil...Eşimin destekleyici bir yaklaşım sergileyeceğine inanıyorum yoksa bir süreliğine kaybolup gidebilirim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok