Bebek Bakımı

Kursun 5.haftasında bebek bakımı konulu dersimiz vardı.
Haftaya son dersimiz olacak ve ne yazık ki bitecek , oysa ben oldukça keyif alıyordum bu eğitimden ; sürekli olsun , ben de sürekli dinleyip yeni bilgiler öğreneyim :)
Bundan sonrası artık merakımıza ve araştırmacı ruhumuza kalıyor.

Boş zamanlarımı verimli bir şekilde değerlendirmeye çalışıyorum ; çünkü en fazla 89 gün sonra oldukça yoğun günlere geçiş yapacağım. İtiraf ediyorum , bu deneyimler içerisinde en çok doğumu merak ediyorum. Doğal doğum tercih ettiğim için aklımda bir takım resimler mevcut , hayaller ve gerçekler ne ölçülerde örtüşecek merakla bekliyorum. Sonuç ne şekilde olursa olsun , ömür boyu unutulmaz bir deneyim olacağını biliyorum.

Lafı daha fazla uzatmadan bu hafta öğrendiğim ve sizlerle paylaşmak istediğim bilgiler :
Şanslıydık ki bu hafta dersimize Doula Yansı Hanım 'da katıldı , derse dinamik bir hava kattı. Doula , doğum destekçisi demek . Genelde doulalar yoga konusunda da eğitimli oluyorlar . Kendisi aynı zamanda yoga eğitmeniymiş .  ( Doğumda ücretsiz doula hizmeti almak isterseniz , stajyer doula ile çalışmanız gerekiyor ; tabii bulabilirseniz :) Keşke devlet ücretsiz karşılasa tüm bu imkanları , ne güzel olurdu değil mi :) Bu camianın bir parçası olmanız durumunda da oldukça şanslısınız ; çünkü doulalar, yoga eğitmenleri, ebeler çoğunlukla birbirlerini tanıyorlar ve birbirleriyle arkadaşlar.)  Ücretler ne kadardır hiç bilmiyorum ; ama merak da ediyorum . Gönül ister ki her hamile ücret ödemeden doğum destekçisi ile çalışabilsin , ücretsiz bu imkana sahip olabilsin.Ne yazık ki cüzdanın ağırlığı ile paralel bir durum şimdilik...

Konudan uzaklaştım :) Yansı Hanım bize doğumdaki ağrılarla baş etme konulu bir etkinlik yaptırdı. Farkındalık açısından oldukça faydalı olduğunu söyleyebilirim. Etkinliğin bir kısmını kaydetmiştim . ( Bu gidişle ileride ben de amatör olarak yoga ve meditasyon ile ilgilenmeye başlayacağım , oldukça rahatlatıcı ve huzur verici . )





Doğum sonrası yeni doğana uygulanan rutin kontroller :  

Eğer bu konularda daha farklı bir uygulama istiyorsanız doğum planınıza yazmanız ve doktorunuzla üzerinden geçmeniz gerekiyor. İleride doğum planı örneği de paylaşacağım.

  • K vitamini aşısı , tüm yeni doğanlara uygulanıyor. Kan pıhtılaşması ile ilgili sorun yaşanmaması için yapılan ve bacaktan uygulanan bir aşı. Ben bebeğim doğar doğmaz aşı ile tanışsın istemiyorum derseniz , aynı vitaminin aşı şeklinde değil de ağızdan damla şeklinde verilebilenini tercih edebilir ve vitaminin bu şekilde uygulanmasını isteyebilirsiniz.Önceden temin edip hazır bulundurmanız gerekiyor. 2 mg lık dozlar halinde uygulanıyor. İlki doğumdan hemen sonra , 2.si 1 hafta sonra , 3.sü de 2 hafta sonra uygulanıyor.

  • Yine rutin uygulamalardan biri olan Hepatit B aşısı var. Bebeğe aşı yapılmasını istemiyorsanız , önceden dilekçe vermeniz gerekiyor.

  • Bebek anne sütünü aldıktan ilk 24 saat sonra topuk kanı alınarak tiroid taraması yapılıyor. Hastaneden çıkış yaparken de aldırabilirsiniz bu kanı. 1 hafta ya da 10 gün sonra yeniden tekrarlanması gerekiyor. Önlem amaçlı yapılıyor , tedavisi olan bir hastalık başından önlenmiş oluyor.

Bilmemiz gereken diğer bilgiler ise şunlar :
  • 2 kg altı ya da 4 kg üstü doğan bebeklerde kan şekerine bakılıyor.

  • İlk 1 ay içerisinde kalça ultrasonu yapılıyor.


  • Bebekleri tutarken mutlaka bacak aralarının açık kalmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Aldığımız giysilerin bacak arasını sıkıştırmaması gerekiyor. Bu neden önemli , kalça çıkığı yaşanmasın diye. Kundak yapılacaksa da bacak arasındaki mesafeye çok dikkat etmek gerekiyor.

  • Bebeklerde bıngıldak 9. - 18. aylar arası kapanıyor. Bıngıldakta nabız atışı gibi seğirmeler olursa bunun normal olduğunu söylediler.

  • İlk 3-4 ay boyunca bebekler şaşı bakabilirler , bu göz kaslarının geliştiğini gösteriyor ;ancak bu durum 4.aydan sonra da devam ediyorsa doktora görünmek gerekiyor.

  • Bebeklerde burunlarının üzerindeki beyaz noktalara dokunmuyoruz , kendiliğinden geçiyor.

  • Bazen bebeklerin memelerinden sıvı gelebiliyormuş. Bu durum anneden aldığı hormonlardan kaynaklanıyor ve tamamen normal , doktora götürmemize gerek yok :)

  • Hastanelerde bebeklerimizi yıkatmıyoruz. Kendimiz eve geldiğimizde yıkayabiliriz.


Doula ve Ebe Özlem Hanım bizlere bebek banyosu ile ilgili önemli detayları gösterirken (Fotoğraflarını da izinsiz paylaşıyorum , umarım kızmaz bana :) )
Verdiği bilgiler için kendisine çok teşekkür ediyorum.


  • Bebek kordonu 1 hafta - 10 gün içerisinde düşüyor. Eğer kordonun olduğu kısımda kanama , sıvı gelmesi , kızarıklık durumlarından herhangi birisi varsa vakit kaybetmeden doktora götürüyoruz. Göbek kordonuna herhangi bir krem , batikon vb. sürmüyoruz . Bezi bağlarken kordon düşene kadar , alttan bağlıyoruz , sonra istediğimiz şekilde bağlayabiliriz.

  • Bebeklerde normal vücut ısısı 36.7 - 37.5 derece arasında değişiyor. Ateşi olduğunda bebeği bir iki kat soyabiliriz , ılık banyo aldırabiliriz. Alına sirkeli su uygulaması yapmıyoruz. Geçmezse doktorumuzu arıyoruz.

Bu arada bebeğin banyosu sırasında bebek filesine gerek olmadığını , bebeğin üşüyebileceğini , bebeğin yavaş yavaş vücudunun suyla temasının önemli olduğu söylendi.

Yan yatış yastığına gerek olmadığı , sırt üstü ve baş yana gelecek şekilde yatırmanın en sağlıklı pozisyon olduğu söylendi. Ben ikisinden de aldım ; gerek görürsem kullanacağım.

Son olarak bebeklerin ciltleri çok hassas olduğundan çok nazikçe dokunmak gerekiyor. Bebekler giyinmeyi ve soyunmayı sevmezlermiş ; çünkü canları acırmış . Mümkünse bebek banyosunu  , bebeğin altının değiştirilmesini anne-babadan birinin yapması gerekiyor ve en önemlilerinden birisi bebeklerimizi kimseciklere öptürmüyoruz (mikrop kapmamaları açısından ) . Bebeğe dokunacak kişinin ellerinin temizliği de büyük önem taşıyor , bebekler çok kolay mikrop kaptığı için insanlar kırılır gibi düşünmemek lazım , sonrasında uğraşacak olan anne ve baba . Rica edilmesi durumunda herkesin anlayışla karşılayacağına inanıyorum.

Bebek Bakımı ile ilgili internette çok güzel videolar var. Bebeğin yıkanması , gazının çıkarılması , bebek masajı vb...


Bebek bakımı ve doğum konularında aldığım kitaplar da şunlar .



 Bu haftaki alışveriş sepetimizde de bunlar vardı.


Devamını Oku »

Moda Keyfi Olmadan Olmuyor :)

İstanbul'da Moda gibisi var mı ?

Huzurlu , sakin , sessiz , şehrin gürültüsünden , karmaşasından uzakta...Biz de biraz soluklanalım ve temiz hava alalım dedik kendimizi Moda'ya attık.İstanbul'un bize göre en güzel yeri.

Bunlar da bugünden geriye kalanlar





Devamını Oku »

28.Hafta

Eskiden insanları garipserdim , iyi ki bir çocukları var , başka hayatları yok mu , sürekli çocuklarla ilgili paylaşımlar , fotoğraflar , çok sıkıcı vs...Şimdi ben de o insanlardan birisi oldum sanırım. Çocuğunuz olunca bakış açınız değişiyor. Çocukla ilgili her şey sizi mutlu ediyor , mutluluğunuzu paylaşmak istiyorsunuz. Bunu da ancak çocuğu olanlar anlayabilir sanırım , en azından ben eskiden anlayamıyordum. Anneler için muhtelemen bu duygu daha da yoğundur.Her neyse... :)

Benim Can'ım oğlum büyüyor.
Bugün 27+0 günlük olduk , 28.haftaya başladık.Son trimester'dayız.7.ayın içindeyiz.Doğuma 91 gün kaldı.
Hızla büyüyoruz.Dün doktor randevumuz vardı.905 gr ve 35 cm olmuşuz ❤
Bu da profilden fotoğrafımız 💕
 
 
 
 
 

 

Devamını Oku »

Anne Sütü ve Emzirme Teknikleri

Eğitimde 4.haftamızı da tamamladık. Eğitime büyük bir istekle gidiyorum her hafta , dersler oldukça bilgilendirici, verimli geçiyor ve çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
Buradan tekrar Ebe Özlem Karabulut ve Ebe Döne Ertuğrul Abbasoğlu'na emeklerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum.

Bu hafta neler öğrendik , onlardan bahsedelim.

Eğitimde her hafta herkesin normal doğum yapmasının arzulandığı ancak muhakkak zorunlu sezaryen ve tercih edilirse de keyfi sezaryen doğumun olabileceğini hatırlatıyorlar. Burada önemli nokta " normal doğum olmamasının başarısızlık olmadığının " anlaşılması.
Normal doğum istiyorum şeklinde değil de ( benim yaptığım gibi :) ) , normal doğumu tercih ederim diye kendimizi telkin etmemiz gerekiyor.

Gelelim emzirme konusuna.

Öncelikle bebeğin zamanında , beklenen tarihlerde doğması , süt salgılamasını ve emzirmeyi kolaylaştırıyor. Erken doğan bebekler ve zamanında doğan bebekler için vücudun süt üretimi de farklı oluyor.
Annenin vücudu bebeğin ihtiyacına göre sütü ayarlıyor.
Gece ve gündüz salgılanan süt içerikleri bile birbirinden farklıymış.

Bebeği saat hesabı yaparak değil , bebek istediğinde emzirmemiz gerekiyor.

 Her hastanenin kendine özgü emzirme politikası varmış , hangi hastanede doğum planlanıyorsa önceden bu konu hakkında da bilgi edilmekte fayda var ; çünkü ebeler,hemşireler size bu listede yazanları uygulayacaklar.
Hastane tercihimizi yaparken "Anne -Bebek Dostu Hastane " seçmeye dikkat etmemiz gerekiyor. Bu hastanelerde anne bebek dostu hastane sertifikası oluyor ve artık çoğu hastane de bu sertifikayı almaya başlamış , yine de hastanenize sormanızda fayda var.

İlk 6 ay bebeğin yalnızca anne sütü emmesi gerekiyor, su bile içmesine gerek yok , zaten sütün %90 ' ı sudan oluşuyor.
Bu yüzden lohusalık , emzirme döneminde de bol bol su içmeye devam edeceğiz.
Anne sütünü arttıran özel bitki çayları da tercih edilebilecekler arasında yer alıyor. Anne sütü bebeğin A'dan Z' ye tüm ihtiyacını karşılıyor.
Tabii her şey yolundaysa ve bebek de emiyorsa , aksi halde mecburen mama ile beslenme yapılması gerekiyor.
6.aydan sonra mamaya geçilir gibi bir durum da söz konusu değilmiş.
Üstelik hastaneye yakın olan eczanelerde mamaların arka reyonda olması gerekiyormuş.
Görülebilen yerlerde olması dahi yasakmış ; yani mama aslında sanıldığı kadar da iyi değil ; ama gerekli ise mecburen en az zararlısı tercih edilerek verilecek.


Sütün faydalarını , emzirmenin önemini hepimiz biliyoruz aslında ben yine de önemli olabilecek birkaçını sıralamak istiyorum.
Süt,
1) Bebekte ileriki yaşlarda obeziteyi önler.
2) Ani bebek ölümlerini önler.
3) Emen bebeğin bağırsakları daha kolay boşalır,boşaltıma yardımcı olur.
4) Sarılığa yakanlanmayı önler.
 Bebek sarılık olduysa da çabuk iyileşmesini sağlıyor
5) Bebeğin bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Özellikle doğumdan sonra 4.-5. güne kadar akan o ilk süt yani kolostrum bebek için en önemli besinlerden biri. Asıl süt bir hafta sonuna doğru gelmeye başlıyor.
6) Bebeği alerjiye , orta kulak iltihabına , üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyor.
7) Memedeki kurumaları , meme çatlamalarını iyileştiriyor.
8)Kanserli hastaların iyileşmesine yardımcı olabiliyor. ( Sonuncusu bana çok ilginç geldi.)


Emzirmenin anne için faydalarına gelecek olursak ,

1)  Hamilelik sırasında basen , bacak , kalçada biriken yağların kolay bir şekilde yakılmasını sağlıyor. Kilo vermeye yardımcı oluyor.
Bu arada doğum kilolarının da kısa sürede değil , 1 yıla yayılarak verilmesinin sağlıklı olduğunu söylüyorlar.
2) Meme kanserine , rahimle ilgili hastalıklara yakalanma riskini azaltıyor.
3) Menopoz kemik erimesine karşı koruyor.
4) Doğum sonrası kanamayı azaltıp , rahmi toparlıyor.

Doğumdan sonra ten tene temasın önemine bakalım.
Emzirme , ten tene temastan etkilenir. Her şeyin yolunda olduğu , müdahale gerekmediği doğumlarda doğumdan sonra ilk yarım saat ya da 1 saat anne - bebek bağlanması için çok önemli. Doğum sırasında anneden salgılanan adrenalin hormonu kordondan bebeğe de geçiyor ve bebek bu şekilde uyanık oluyor. Bu durum bebeğin meme ile erken buluşması için avantaj sağlıyor. Bebek doğumdan sonra anne karnına konulduğunda gebelik sırasında karında oluşan kahverengi çizgiyi takip ederek , annenin memesini buluyor ( meme başından koku salgılanıyor ) ve aranma, tutma refleksi ile memeyi bulup emme, yutma refleksi ile de memeyi emmeye başlıyor.

Ten tene temas anne-bebek bağlanmasına yardımcı olur.

Emzirmeye Etki Eden Faktörler

Bebek doğduktan sonra bebeğin ilk beslenmenin mümkünse memeden yapılması gerekiyor. Bebek memeyi emdiğinde çene yapısını da gelişiyor.
Normal doğum yapmak da emzirmeyi oldukça kolaylaştırıyor.
Anne ve bebek doğumdan sonra 24 saat aynı ortamda kalırsa yine süt salgılanması çok daha kolay oluyor.

Emzirme rahat , sakin bir ortamda yapılmalı.

 Emzirmeyi tetikleyen hormonlardan birisi oksitosin , utangaç bir hormon. Kalabalığı , gürültüyü , stresi sevmiyor , hemen kaçıyor :) Hormon salgılanmadığında ya da az salgılandığında da süt üretiminde azalma oluyor. Peki oksitosin seviyemizi arttırmak için ne yapabiliriz ? Huzurlu , stressiz , rahat , loş bir ortam ve bolca da sevgi.
Bu nedenle doğum sonrası bebek için yapılan misafir ziyaretlerin kısa tutulması tavsiye ediliyor ya da anne-bebek misafirlerin yanında fazla durmayacak ve ayrı ortamda bulunacak. Eşlere görev düşüyor :)

Bebek memeyi istediği zaman , istediği kadar ve istediği sıklıkta emmeli.

Emzirmenin saat olarak kuralı yok. Bebeği saat tutarak beslemek ancak mama ile beslenen bebekler için uygunmuş.
Süt miktarını ölçmek psikolojik olarak da olumsuz etki yapabilir. Bu yüzden süt miktarımızı da ölçmüyoruz , kendimizi başkalarıyla karşılaştırmıyoruz.Başkalarının "Sütün yetmiyor mu ? , Bu bebek aç kaldı , mama verelim " gibi sözlerine kulaklarımızı tıkıyoruz. Bebek gün içinde yeterince çiş yapıyorsa bu sütün yeterli miktarda olduğu anlamına geliyor. Bebeği emzirirken sütüm az , aç mı kalıyor gibi düşünerek kendimizi strese sokmayalım. Kaygı hissettiğimiz ortamlarda oksitosin hormonunun seviyesi de azalarak sütün azalmasını tetikliyor. Yine sütümüzün çoğalması için bebeği sürekli emzirmemiz gerekiyor.

Sütü önce bebek emerek boşaltmalı , ardından elle sağarak ( C tutuş şekli , 4 parmak aşağıda 1 parmak yukarıda ) sonra da makine ile sağarak boşaltmalıymışız. Yani sütün sağımı yapılırken bebek-elle sağma-makine ile sağma sırası geçerliymiş.




 Meme büyüklüğünün süt miktarı ile bir ilgisi yokmuş ; ancak kendisi ve Areosası ( meme başındaki kahverengi kısım ) büyük olan memelerde , meme elle desteklenerek bebeğin ağzına girecek şekilde küçültülerek emzirilmesine yardımcı olunması gerekiyormuş.

Bebeğin emzirme döneminde roll on kullanımı önerilmiyor. Roll-on yerine pudra,karbonat,lavanta yağı kullanabiliriz. Mümkünse hamilelikte de kullanılmaması gerekiyor.

 Meme Temizliği

 Areosanın sabunlanmaması gerekiyor. Bu memede kurumaya , çatlakların oluşmasına ve emzirmenin zorlaşmasına neden oluyor.
Ben Lansinosh marka göğüs ucu kremi almıştım ; ancak ebeler bu kremin çok yağlı olduğunu ve bebeğin emmesinin güçleştiğini , bebeğin memeyi tutmakta zorlandığını söylediler. Bebek emzirilmeden meme başı silinerek , yağlı tabakanın alınması gerekiyormuş.Garmastan önerdiler,numunesini de verdiler.
Meme başı yara olup kanıyorsa da bebeğin emzirilmesine devam etmek gerekiyor. Bu durumun bebeğe bir zararı olmuyor,bebek dışkıyla atıyor.
Kakao yağı içeren bakım kremleri önerdiler memede oluşabilecek olan yaralar için. Bize kendi hazırladıkları " soğuk sıkım kakao yağı " dağıttılar. " Earth Mama Angel Baby " markasının kakao yağını tavsiye ettiler. Yalnız ürün ülkemizde bulunmuyor ve İngiltere'den sipariş vermek gerekiyor. Ürün pahalı değil ama getirilirken masraflardan dolayı 200 lirayı geçerek oldukça pahalı hale geliyor. Tanıdığınız varsa sizin için getirmesini isteyebilirsiniz, belki o şekilde daha uygun olur.



Emzirmenin Biyolojik Açıklaması

Hipofiz bezinden salgılanan prolaktin hormonu ( şefkatli annelik hormonu ) emzirme için meme dokusuna uyarı gönderiyor.Oksitosin salgılandığında ise meme dokusu kasılıp süt kanallara iniyor.

Emzirme Pozisyonları

 Emzirirken dikkat edilecek en önemli nokta bebeğin başının ve gövdesinin aynı hatta olması . Baş bizim gövdemize paralel bir şekilde durmalı.


Başka bir pozisyonda ise bebek tek elle poposundan tutularak emzirilebiliyor.

Fotoğraflardan da bakabilirsiniz,internette de emzirme ile ilgili videolar var izlemenizi tavsiye ederim.
Memede acı hissediliyorsa bebek yanlış emziriliyor anlamına geliyor. Memeyi C tutuş şekli ile alttan destekleyerek tutmamız gerekiyor. Bebeğin çenesi memeye yapışmalı , burun bir parça açık kalmalı , bebeğin başı vücuduyla düz bir şekilde durup bebeğin vücudu bizim vücudumuza paralel bir şekilde durmalı.




 Bebeğe fazla süt geldiği durumda ise , bebek göğse yatırılarak sırtına hafifçe vurulmalı ve gazı çıktıktan sonra emzirmeye devam edilmesi gerekiyor.







 Gece Emzirmeleri
Prolaktin ( süt salgılanmasında görevli hormonlardan biri ) gece daha çok salgılanır. Bu da süt oluşumunu arttırır. Bu nedenle ilk haftalarda gece 2-3 kez bebeğin muhakkak emzirilmesi gerekiyor. Bebek uyuyorsa emzirmek için uyandırmalıyız. Uyandırırken bebeğin çoraplarını çıkarıp ayağının altına hafifçe masaj yapar gibi bastırmak , sırtını sıvazlamak gibi yöntemler kullanılabilir.


Emzik -Biberon Kullanımı
Bebeğe ilk ay emzik verilmemesi gerekiyor. Emzik ya da biberon vermek istiyorsak ( tabii zorunlu haller yoksa ) 1 ay beklemeliyiz. 3.ayın sonunda biberon ya da emzik tutturmak zorlaşıyor. Emzik kullanılacaksa 1.ayın sonuna doğru , biberon kullanılacaksa 2.ayın sonuna doğru bebeği alıştırmak gerekiyor.
Eğer bebek memeden ememiyorsa yeni doğduğu ilk 1 ay kaşıkla beslemek gerekiyor. Kaşığı ağzına hafif eğimli bir şekilde koyarak,yavaş yavaş sütü kaşığa dökerek emmesini sağlayabiliriz. Fincan ya da enjektör yardımıyla da bebeğimizi besleyebiliriz.


 Ebeler bir süre sonra süt inme refleksine sahip olacağımızı söylediler. Pawlov 'un  şartlı refleksi gibi yani. Bu özellikle bebekten uzakta olduğumuz ya da pompa ile sağım yapmamız gereken zamanlarda işe yaracak bir durum ; çünkü bebeği düşündüğümüzde ya da bebeğin bir eşyasına ya da bebeğin kendisine baktığımızda salgılanan hormonla süt üretilmeye başlayacak. Sütün salgılanması için mutlaka memenin boşaltılması gerekiyor. Bebeğin bir memede en az 15 dakika kalması gerekiyor. Örneğin sol mememizden emzirdikten sonra bebek doyduysa ,bir sonraki emzirmeye sağ mememizden başlamamız gerekiyor.

Bebeğe ilk 6 aylık meme emdiği süreçte su dahil hiçbir sıvı gıda verilmemesi en sağlıklısıymış.
Emzirme yapılırken memede acı hissediliyorsa mutlaka yanlış bir şekilde emziriyorsunuzdur ,denildi. Doğru bir emzirme ile meme yara olmazmış. Emzirirken memenin kahverengi kısmının tamamının bebeğin ağzına yerleşmesi gerekiyor.

Bebeğin acıktığı nasıl anlaşılır ?

Ağız hareketlerine başlamışsa ,ağzını açıp kapatıyorsa , aranma hareketleri yapıyorsa
Ellerini,ayaklarını ağzına götürüyorsa emzirmemiz gerekiyor.
Bebek ağladığında emzirmek için geç kalmış oluyormuşuz. Ağlayan bebek , o an sıkıntılı bir durumda olduğu için direkt emzirilmeye geçilmez,bebeğin sakinleşmesi sağlandıktan sonra emzirmeye geçilir. Bebeğin sakinleşmesi için kulağına "şşşiiiiişşşş" diyebiliriz,sırtını sıvazlayabiliriz.

Bebeği gece 4 saatte bir , gündüz ise en fazla 3 saat bekleyerek emzirmemiz gerekiyor. Saat tutmamıza gerek yok ; ancak bu süreler geçtikten sonra artık emzirmemiz gerekir. Özellikle bebeğimiz sarılık olduğunuzda mutlaka sık sık uyandırarak emzirmemiz gerekiyor. Bebek her memede en az 15 dakika kalmalı,günde 6 veya daha fazla kez çişini yapıyorsa bu sütümüzün yeterli olduğun anlamına geliyor. Bebek ilk zamanlarda çok fazla kaka da yapabilir,endişelenmememiz gerekiyor ; ancak kakası tespih tanesi gibi ise kabız olduğu anlamına geliyor. Doktora götüreceğiz bu durumda :) Başımıza gelmemesini umalım. Günde en az 2-3 kez kaka yapması gerekiyor.


Bebek günde ortalama 8-10 kez emzirilir.

Bazı bebekler genetik yapılarından dolayı "dil bağı" ile doğabiliyorlarmış.Dilini tam kaldıramıyorsa , bu durumdan şüphelenilebilir. Doktora gidip kestirmek gerekiyor. Aksi halde bebek sağlıklı bir şekilde ememiyor.

Emzirme döneminde protein ağırlıklı beslenme sütü arttırıyor.
Bebek emerken ses çıkarıyorsa ( bildiğimiz tabir " cok cok " ) bu emzirmenin yanlış yapıldığını gösteriyor. Doğru emmede ses olmaz , alt dudak aşağı sarkar ve yanaklar dolgun olur.


Memelerde Hassasiyet Hissi
Memede ya da koltuk altında düğümler oluştuğunda sert yere parmak ucu ile bastırarak masaj yapmak gerekiyor.
Memelerde aşırı bir dolgunluk oluştuğunda 10 dakika kadar kürek kemiği masajı öneriliyor.Zeytinyağı ile memeye masaj yapmak da sütün kanallara inmesini sağlıyor.
Mastit durumunda 24 saatten fazla ateş sürerse genel cerraha başvurmamız gerekiyor.

Makine ile sağmalarda , sağma işleminin her meme için 20-30 dakikayı geçmemesi gerekiyor.
Memede ödem olduğunda soğuk kompres yapmak iyi geliyor. Koltuk altından meme dahil olan kısma lahana ( evet lahana :) ) koymakla memedeki ödem geçiyormuş. Lahana soğuk ve çiğ bir şekilde memeye takılmalıymış.

Süt sağma makinesi alınacaksa elektirikli olanlardan alınması öneriliyor. Ben Philips Avent aldım. Avent'in tüm setini aldım , biberonları , emzikleri , ısıtıcısı , Sterilizasyon makinesi,süt saklama kabı , göğüs kalkanı , göğüs ucu çıkarıcısı ( o biraz gereksiz olmuş olabilir ) aldım.

Göğüs pedi kullanılacaksa sık sık değiştirilmesi gerekiyor. Göğüs pedi seçerken hava akımının sağlanması için arka kısmının naylon olmayanlardan seçilmesi gerekiyor.

Sağılan sütlerde 3-3-3 Kuralı geçerli.
Oda ısısında 19-21 derecede 3 saat , buzdolabında 3 gün , derin dondurucuda 3 ay saklanabiliyor. Derin dondurucudan çıkarılan süt buzdolabında 24 saatte çözülüyor.
Ilk başlarda gelen kolostrum ( sarımsı sıvı ) aslında gerçek süt değilmiş ; ancak bebek için doğal antibiyotikmiş ve faydaları da saymakla bitmiyor. Gerçek süt 4. - 5. günden sonra geliyor.

Bebek ağırlığının yüzde 10'undan fazlasını kaybederse bu mamaya geçilmesi gerektiği anlamına geliyor.

Emzirirken hafif dozlu antibiyotiklerde bebeği emzirmeye devam edebiliriz ; ancak yüksek dozlu antibiyotiklerde ilaç kullanımı bitene kadar emzirmeye ara vermek gerekiyor.( Buzluktaki sütler işe yarayacak :) )
Emzirirken içki de içmeyeceğiz tabii ki.
Doktora gittiğimizde de mutlaka bebek emzirdiğimizi söylemeyi unutmayalım ; çünkü ilaçlar ona göre veriliyor.

Son olarak emzirmenin hamile kalma olasılığını %90 azalttığı söylenildi. Korunmadan da emzirme döneminde %10 olasılıkla hamile kalabilirsiniz,denildi.

Bebek Yapım Bakım Onarım sitesindeki "Tomris'in Emzirme Notları'nı " da okumanızı öneririm.
Devamını Oku »

Alışveriş Canavarı

26+0 günlük olduk . 27.Gebelik haftamıza yani son trimestera da girdik.

Uzun süredir sol tarafa yatıyorum , arada sağ tarafta da kaçamaklar yapıyordum.Bebek artık izin vermiyor,ne zaman sağ tarafa yatmak için dönsem sağ taraftan tekmeler başlıyor,sola döner dönmez tekmeler duruyor.Eşim , "keyfine düşkün bir çocuğumuz olacak demek ki" diye bir yorum da yaptı bunu söylediğimde :)

Bebek alışverişlerimizin hemen hemen hepsi bitti diyebilirim.Anneannemizi seviyoruz , alışveriş konusunda çok yardımcı oldu.Birkaç detay kaldı geriye.Giysi alışverişi yapmaktan daha zormuş , bakım ürünlerini seçmek .
Hepsini internetten aldım.Daha önceden liste çıkarmıştım. e-bebek , Picabo , minirome'dan alışveriş yaptım.
Philips Avent Serisinin tamamını aldım : emzik ,biberon,ısıtıcı, Sterilizasyon  , Göğüs ucu çıkarıcısı, Göğüs koruyucu . Biraz abartmış olabilirim belki ; ama almışken hepsi olsun,dedim. Bakalım kullanma aşaması nasıl olacak ?



 Yatak , Kraft Calipso Park Yatak ve yine Kraft ' ın pamuk yatağını aldık.Tiny Love ana kucağı aldık.Bakım ürünlerimiz ;  Sudocrem , Mustela , Prima , Can Bebe , Uni Baby , Sebamed , Lansinosh markalarından alındı. Otribebe burun aspiratörünü tavsiye etmişlerdi, kullananlar memnunmuş , banyo küveti , filesi derken bebek ürünleri alışverişinin aslında cep yakan bir alışveriş olacağını da tecrübe etmiş oldum :)

 
 
 


Boba Wrap Sling , ilk zamanlarda bebeği taşımak için aldım. Bebek arabamızı henüz almadık.

Oda hazırlamadım.Odalardan birini boşaltmamız ve düzenlememiz gerekiyor.Şimdilik yatak odamızda duracak yatak , zaman içinde , muhtemelen en geç yazın ayrı oda yapacağız.

Devamını Oku »

Doktorum Kim ?

27.haftaya girmek üzereyken hala benim gibi doktoru belli olmayan , doğumu nerede yapacağını hala belirleyemeyen var mıdır acaba ? Artık karar aşamasına geçme zamanım geldi de geçiyor.

İstanbul'da doğal doğum yaptıran doktorların isimlerini aldım , henüz fiyat konusunda bir araştırmam olmadı.

Gülnihal Bülbül , Ebru Arıtürk , Murat Muhçu , Pınar Tokatlıoğlu , Saliha Eroğlu

Bu paylaştığım isimler , müdahalesiz doğal doğumu destekleyen , ebe , doula ile çalışan doğumu ekip işi haline getiren isimler.
Aslında bu koşulları hepimiz hastane ortamlarından , doktorlarımızdan talep etmeliyiz ki yaygınlaşsın .
Ben Zeynep Kamil Hastanesi'nde Uzm. Dr. Habibe Ayvacı Taşan ' a gidiyorum aylık kontroller için. Kendisi bilgili , tecrübeli , iyi bir doktor. Devlet hastanesi olduğu için oldukça yoğun bir ortam var , ancak her gittiğimde beni hatırladı.Aklınıza takılan soruları rahatlıkla sorabiliyorsunuz.

Medipol Koşuyolu Hastanesi'ne iki kez muayene için , bir kez de detaylı ultrason için gittim. Muayenelerden ilkinde keseyi görmek için Perihan Özden ' e , bebeğin cinsiyetini öğrenmek içinse Nihan Karakaya'ya gittik.Detaylı ultrasonumuzu Dr. Hakan Apaydın yaptı. Çok memnun ayrıldım , her şeyin yolunda olduğunu öğrenmek de bizi mutlu etti. Detaylı ultrasonumuzu 20+6 ' da yaptırdık . Renkli Doppler ile 4d bakıyorlar. Muayene sonunda DVD , ve birçok fotoğrafla ayrılıyorsunuz.

Central Hospital'ı duydum bir arkadaşımdan. Doğum diğer hastanelere göre daha uygun , normal doğum yanlısı kadın doğum doktorları da var , yalnız benim arkadaşlarım normal doğum diye gidip hep zorunlu sezaryen olmuşlar.Zorunlu sezaryen denildiğinde ya doktorunuza çok güvenmeniz lazım ki aklınızda şüpheniz kalmasın ya devlet hastanesinde olmanız lazım ; çünkü mecbur durumlar dışında yapılmıyor ya da doğal doğum ekipleriyle çalışmanız lazım.

Ailem Ankara Zekai Tahir Burak Hastanesi ' nde doğum yapmam için yanlarına çağırıyorlar. Hastanede çalışanlarından tanıdıklar var. Ev düzenini bırakıp gitmek de zor geliyor.

Bu aralar artık belirlemem lazım.







Devamını Oku »

26.Hafta

25+5 günlük olduk. Doğuma 100 gün kaldı :) 280 günlük yolculuğun 180 gününü , kabaca düşünürsek tam 6 ayını geride bıraktık.Son trimestera yaklaşıyoruz.



Eşim doktor oldu. :) :*



Gebelik haftaları ilerledikçe doğumun nerede yapılacağı ,  hangi doktorla çalışılacağı gibi konular önem kazanmaya başladı.

Gebe Eğitimi'nde 3.haftamızı tamamladık.Tüm anne adaylarının ve tabii ki gelebiliyorlarsa eşlerinin bu eğitimlere katılması büyük farkındalık sağlıyor,doğumla ilgili korkularınız varsa bilgilendikçe korkmanıza gerek olmadığını fark ediyorsunuz.Doğum konusunda ülkemizdeki uygulamaların değişmesi gerekiyor yavaş yavaş.Bunu da bilinçlenirsek , talep edersek yapabiliriz.Hepimiz çevremizdeki büyüklerden doğum konusunda korkutucu hikayeler duyarak büyüdük.Muhtemelen duyduklarımız sonucunda keyfi sezaryen oranlarında büyük artış oldu diye düşünüyorum.

Daha önceki haftalarda da yazmıştım.Doğumdan hiç korkmuyorum,doğum ortamından korkuyorum.Çevreyi kontrol edememek , doktor , hemşire , ebelerin tutumlarının nasıl olacağı gibi konular endişe duymama neden oluyor.

Bu hafta eğitimde tam da bu konu üzerine duruldu.Doğumun anne-bebek dostu hastanelerde ve iyi bir ekiple yapılmasının öneminden bahsedildi.Doğumun ekip işi olduğunu özellikle vurgulandı  ve " talep edin " denildi. Doğum planınızı hazırlayın,doğumdan önce doktorunuzla görüşün , gerekirse doğum planınızın birkaç kopyasını hastaneye bırakın , doğumda görevli personele verilmesini isteyin.Doğum yapacağınız ortamı önceden görün , doğum ekibiyle tanışın,sizden istenilecek önemli bilgileri önceden bir kağıda yazarak yanınızda götürün ya da doğum öncesi ekiple tanışırken bu bilgilerin istendiği kağıdı alın , evde önceden doldurun, böylelikle doğum dalgaları yaşadığınız anlarda bu gibi ayrıntılarla uğraşmak istemezsiniz , denildi.Bu gibi detayların hepsi güven ortamının oluşmasın için önem taşıyormuş.

Doğumdaki nefes teknikleri , doğum egzersizleri , doğum konulu bu haftaki derdimiz sanırım özel bir ders olarak akıllarımızda kalacak. Dersin sonunda izlettirdikleri doğum hikayesinin videosu ben dahil eğitime katılan birçok anne adayını ağlattı.
Bir ara hıçkırmaya başladım , zor tuttum kendimi , o şekilde söyleyebilirim. :)
Doğum dalgaları geldiğinde eşler ne gibi rahatlatıcı teknikler uygulayabilir , hangi duruş pozisyonları ve hareketler bebeğin doğum kanalına girmesine yardımcı olabilir gibi birçok konuda bilgilenerek eğitimden mutlu bir şekilde ayrıldık.


Öğrendiklerimizin önemli başlıklardan birkaçını yazayım .

1) Doğumdan sonra ten tene temasın sağlanması 

Mümkün olduğu kadar uzun olması gerekiyor.Anne-bebek bağlanması için en , en , en...önemli kısım da bu.Bebek annenin çıplak tenine temas ettiğinde ağlamıyor,susuyor.Anne ile göz göze geliyor ve ilk aşk başlıyor. 
Hamilelerin karnında oluşan kahverengi çizgi ,  bebeğin bu çizgiyi takip ederek , memelerden salgılanan kokuyu rahatlıkla bulması ve emmeye kendiliğinden başlamasına yarıyormuş.Müdahaleler olmadığında kendiliğinden süregelen doğal bir süreç yaşanıyor.

2) Doğumdan sonra bebeğin yıkanmaması 

Kordonun birkaç dakika sonra atım durduktan sonra kesilmesi ( bebeğin nefesinin düzene girmesinin sağlanması ve aneminin önüne geçmek için ) gerekiyormuş.Bebeğin bakımının tanımadığı bir kucakta değil de babasının kucağında yapılması da dikkat edilmesi gereken detaylar arasında. 
Bebeğin doğumdan sonra uzun uzun ağlaması pek de sanıldığı kadar iyi bir şey değilmiş,anneden ayrıldığı için ve kordon hemen kesilirse nefessiz kalabildiği için ağlarmış.Annenin göğsüne yatırın , hemen susar , dediler.Tabii bu yazdıklarım her şeyin yolunda gittiği,ideal bir doğum için geçerli.Sezaryen gerektiren durumlarda da tamamen genel anestezi yerine lokal anestezi ile doğum yapılmasının anne-bebek bağlanması için önemli olduğunu söylediler.

3) Kegel Egzersizi ve Perine Masajı yapmak 

Doğumda yırtıkların önüne geçilmesini önlüyormuş.

4) Nefes egzersizlerini düzenli bir şekilde yapmak 

Doğum dalgaları geldiğinde onları ağrısız,daha kolay atlatmanızı sağlıyormuş.

5 ) Suyumuz geldiğinde ne yapacağız ? 

Suyumuz geldiğinde hemen hastane koşmamıza gerek yokmuş, sakin bir şekilde evde ( bizi o an ne rahatlatıyorsa ) onu yapmalı , kendimizi fazla yormamalı ( salgılanan ve artmış adrenalinimizi doğuma saklamalı ) doğum dalgaları sıklaşmaya başladığında hastaneye gitmeliymişiz.

6 ) Anne -bebek dostu hastene ve doğum ekibi 

Doğumda hastaneden çok anne-bebek dostu hastane ve ekip önemliymiş.Detayları yazının girişinde paylaştım.

7) Hamilelikte Uyku Pozisyonları 

Yüzüstü zaten yatılmıyor.Sırt üstü yatmayı da önermiyorlar.Bu durumda rahim sinirlere baskı yapıyormuş.Birçoğumuzun bildiği gibi en doğru yatış şekli sol yana doğru yatmak.Bu durumda bebeğe giden kan akışı herhangi bir engelle karşılaşmıyor. Nst 'ye girerken de sol yan yatış pozisyonunu önerdiler.

8 ) Doğum 

Doğumu aslında bebeğin yaptığını öğrendik.Başın çıkmasının ardından , omuzların çıkması için bebek dönüyormuş ve önce bir omuz , ardından da diğer omuz çıktıktan sonra doktor bebeği çekerek göğsümüze yatırıyormuş. :) En mutlu an da bu olsa gerek. Plasentanın doğumuyla da doğum sonlanıyor.Doğum birkaç gün süren bir süreç.Önemli olan , zorunlu haller dışında , doğumun bebeğin isteğiyle başlaması.

Bu arada Zeynep Kamil'de Keyifli Doğum odası hastane tadilatta olduğu için kullanılamıyormuş ve hastanenin çok kalabalık olduğunu ve bir yatakta iki kişinin yatabildiğini söylediler.Acil durumlar dışında Zeynep Kamil'i eledik bu yüzden.

Biz bazı isimler aldık,onları da araştıracağız .Ankara'dan da ailem yanlarına çağırıyor.  Zekai Tahir Burak Hastanesi'nin başhekimi ve kadın doğum doktorları babamın arkadaşları , bir farklılık olur mu uygulamada onu öğrenmeye çalışacağım.Daha önce de yazdığım gibi ortam benim için önemli.


Devamını Oku »

25. Hafta

Bugün 24+3 günlük olduk.Can'ımız hızla büyüyor.Ona kavuşacağımız anı heyecan ve mutlulukla bekliyoruz şimdiden.

25.gebelik haftasında artık bebeğin saçları tamamen çıkmış oluyormuş.Burun delikleri açılmış , elini ağzına yakın bir yere götürdüğünde hemen parmaklarını emiyormuş.Gözleri de bugünlerde ilk kez açılacakmış.Telefonuma indirdiğim Pregnancy ve Hamilelik Günlüğü uygulamasından her gün bu bilgileri takip ediyorum.Doğuma da 109 gün kalmış :) İki basamaklı günlere gelmek için sabırsızlanıyorum :)

Zeynep Kamil ' deki Gebe Eğitim Kursu'na devam ediyorum.Eğitim 6 hafta sürüyor,ücretsiz.Ebeler çok bilgili , kursun da çok faydası oluyor.Eğitimin sonunda kursu başarıyla tamamladığınıza dair sertifika ve bileklik veriyorlar.Bu şekilde " Eğitimli Gebe " olmuş oluyorsunuz.
Eğitim içeriği ise şu şekilde ,



Geçen hafta eşimle birlikte gittik.Doğumun fizyolojisi konulu ders vardı.Babaların da eğitimde bulunması çok faydalı oluyor anne için , en önemlisi destek olmuş oluyorlar ve hamilelik dönemindeki bir kadın için bu büyük mutluluk verici bir deneyim olmuş oluyor.

Daha öncede paylaştığım gibi normal ve doğal bir doğum arzuluyorum.Bu eğitimde doğumda kullanılabilecek nefes egzersizleri de öğretiliyor , en faydalı kısımlarından birisi bence.Tabii ki benim gibi ilk doğumu olacak olanlar da sürecin nasıl işleyeceğini önceden öğrenmiş oluyor .

Bu kursu tamamladığınızda , doğum zamanı geldiğinde Zeynep Kamil'de doğum yapmak isterseniz "keyifli doğum odası " nı , oda da boşsa yani başka bir Eğitimli gebe o an Odayı kullanmıyorsa , kullanabiliyorsunuz.Doğum dalgalarınızı odanızda karşılayabiliyorsunuz.Eşiniz de yanınızda size
destek olabiliyor bu süreçte...Özellerden farkı kalmıyor bu durumda.Oda da banyo , televizyon ,
evden getireceğiniz müziğinizi dinlemeniz için DVD çalar , pilates topu gibi anne adayının kendini rahat ve huzurlu hissetmesi için tüm detaylar düşünülmüş.Umarım doğum zamanı geldiğinde oda boş olur.Ben de rahat bir şekilde doğumumu orada yapabilirim.Sayıca artmasını diliyorum bu odaların .

Bu aralar doğumun nerede olabileceğini araştırıyorum sürekli , daha zamanımız var ancak kafanızda yeri belirlemek de önemli.Zeynep Kamil'i ilk sıralarda düşünüyorum , çünkü kendini bu konuda kanıtlamış bir hastane ve yenidoğan bakım üniteleri çok iyi ki bu benim için çok önemli bir özellik.
Özel hastaneleri de araştırıyorum , mahremiyet , eşin yanında olması , daha sakin bir ortam ancak özel hastanelerde sağlanabiliyor. Keşke devlette de bu imkanlar olsaydı ; ama ne yazık ki şimdilik
yok...Özel hastane seçerken de çok dikkatli karar vermek gerek çünkü normal doğum yapabilecek gebelerin çoğu sezaryene alınabiliyor . Benim de aklımı en çok kurcalayan konu bu açıkçası , hastane ortamına bu şekilde güven konusunda büyük önyargım var. Doğum sırasında , zorunlu sezaryen denildiğinde koşulsuz güvenebileceğiniz , aklınızda hiçbir soru işaretinin kalmayacağı bir doktorunuzun olması çok önemli.Benim için bu koşul 25.haftamda olmama rağmen henüz sağlanabilmiş değil.Devlet hastanesinde doğumu düşünmemin nedenlerinden birisi de bu.



Devamını Oku »

Son Yorumlar