Babamızı Seviyoruz Biiiiiz

İki aşkım var benim.
Bir tane karnımda minik aşkım , bir tane de yanımda büyük aşkım .
Şanslıyım / şanslıyız.
Bu da içimden geldi bir anda :*
Seni seviyoruz babası :)
İkimiz de :)


Devamını Oku »

Endişeler Sarmış Dört Bir Yanımı

Bugün fark ettiğim üzere , endişe katsayım bir hayli yükselmiş!
Annelik böyle bir şey olsa gerek , sürekli çocuğun için endişelenmek...Daha doğurmadan başladım ben endişelere :)))

Doğum sonrası lohusa depresyonundan korkuyorum.Bu kitapların insanı rahatlatması gerekmez mi :)
Hamilelik dönemi boyunca birçok kitap okudum , hala da okumaya devam ediyorum."Cahillik mutluluktur " , diye boşuna söylememişler. Öte yandan " Bilgi de güçtür . " Şaka bir yana , okuduğum kitaplarda doğum sonrası depresyondan korunmak için çevrenin anneye yardımının büyük öneminden bahsediliyor. Yani benim anladığım açıkça " Yardım Alın " deniliyor.Peki , böyle bir şansımız yoksa , o zaman ne yapacağız ? Benim gibi endişe küpüne dönen anne adayları için bir çözüm var mıdır ? :)

Doğum Sonrası Depresyonun en yaygın nedenleri arasında şunlar yazıyordu.

  • Yorgunluktan bitap düşme ( Uykuyu çoooook severim ; ama bebeğimi en çok :)  ) 
  • Israrcı Bebek Ağlaması ( Mahallenin En Mutlu Bebeği kitabını boşuna okumadım :)))  ) 
  • Destek Olmayan Eş ( Aşkııııım , bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum. ) 


Veee...daha şimdiden oğluşumu hastalıklardan nasıl koruyabileceğimin endişesini de taşıyorum.

Mahallenin En Mutlu Bebeğinin Uyku Kitabı'nda şöyle yazıyordu :

" Söz konusu bebeklerse tedbir , tedaviden iyidir. "

" Pek çok hastalık dokunma yolu ile bulaşır. "

Yine aynı kitapta yazan Hastalığı Önleme Yolları konusunda da önerilenler şunlar :


  1. Ellerin yıkanması
  2. Ziyaretçi sayısının azaltılması
  3. Küçük çocukların olabildiğince uzak tutulması ( küçük çocuklar soğuk algınlığını daha çok bulaştırır ) 
  4. Eve gelen herkesten ellerini yıkamasını istemek 
  5. Eve gelen kişilerle fiziksel temas kurmamak 

Yavaş Ebeveynlik kitabını da okumuştum ; ama pek yavaşlayamadım :) Tam gaz , son sürat gidiyorum.Biraz rahatlamam,sakinleşmem lazım. 

Relax Elif , Relax ! :) 

Bu arada yürüyüşe ve çömelme egzersizine de başladım.Hamileliğin sonlarında hareket etmenin bu kadar zor olduğunu hiç düşünmemiştim ! Gülnihal Bülbül ' de kilo konusunda resti çekti. Kilo almamak için çabalıyorum,diyelim :) 

Bu da ev modumuz :) 




Devamını Oku »

Sıklaşan Muayeneler , Kontroller , Nst ' ler , Tahliller :)

9. ayda artık doktor ziyaretleri bir hayli sıklaşmış oluyor.
Bugün itibariyle 35+6 günlük olduk. Sat ' a göre 5 gün kadar geriyiz ; fakat pek bir önem teşkil etmiyor bu durum.

Bugün muayenemiz vardı . Çok şükür her şey yolunda . Suyumuz iyi , sağlığımız iyi .
Miniğim 2460 gr ve 49 cm olmuş. İnce ve uzun bir profili olacak gibi görünüyor. Gerek benim aile tarafım gerek eşimin aile tarafı olsun (  kendimi saymazsam ;)  ) herkes uzun boylu , ailemdeki kimsenin kiloyla bir sorunu yok . Can'ın genetik yapısı fiziksel olarak az çok belli olmuş oluyor bu ölçümlerde.

Hamileliğin başından beri 16 kg aldım ; ama mazeretim var benim :)
Yatak istirahati , erken doğum ihtimalinin konuşulduğu zamanlarda gelişimin hızlanması için kendimi yiyeceklere vermem ve suyumuz artsın diye kendimi yormamam neticesinde , muhtemelen tartıda bir daha zor göreceğim bir kilodayım :) Yazın , eskisi gibi ,  49 kiloya inme hedefim var.

Muayene detaylarına dönersek...
Ultrason görüntülerine iyi hakim olmama rağmen , bir süredir ekranda ne gördüğümü pek anlayamıyordum. Doktor baş ve karın çevresini ölçerken yalnızca daire şekli seçilebiliyor :) Ama bugün oğluşumun yüz profilini görebildim , çok tatlıydı. Ultrason çıktısını ne yazık ki doktorun muayenehanesinde unuttum :/ Dosyama koymuştur diye umuyorum.

Pazar günü ( 1 Kasım ) Nst çektireceğim ve tahlil yaptıracağım.
Haftaya Salı ' da hamile kadınların hiç sevmediği o malum muayene var . :)))Doktorum normal doğumu kolaylaştırması açısından perine masajını gösterecek.

Ödevlerim de var. Günde 50 kez çömelme ve 45 dakika yürüme :)

Alışverişlerimizi tamamladık.Gerçi ben hala hoşuma giden bir şey olunca kendimi tutamayıp alıyorum.Hamile bir kadının hevesi kırılmamalı ve hiçbir şey de içinde kalmamalı. :)))) İçinizden geliyorsa alın , yapın...Benden size tavsiye...İnsan hayatında kaç kere hamile kalıyor ki ? En fazla 2 - 3 ? Bu yüzden hamile dokunulmazlığı ile doyasıya yaşamalı birçok tecrübeyi :) Kendinizi kısıtlamayın. Benim düşüncem bu şekilde :) Oda hazırlamadık ama oğluşumun eksiği yok , fazlası var. Dolabı , koltuğu , yatağı hazır zaten . İstediğimiz zaman tülü yenileyip belki bir iki detay ekleyerek odasını ayırabiliriz ; ama ben kıyamam minik aşkıma :) Bir süre anne ve babasının yanında uyusun , zaten ayrı uyuyacağı çok zamanı olacak.Onu yalnız bir odada bırakmak da düşünce olarak da hoşuma gitmiyor zaten.

Doğum yaklaştıkça doğum sonrasını da fazlasıyla düşünür oldum.



Okuduğum kitaplarda bebek bakımında anneye yardımcı olunması gerektiği ( özellikle ilk zamanlarda ) sık sık vurgulanmış.Bu doğum sonrası depresyonun yaşanmaması için de gerekli...Anneye uyuması ve dinlenmesi için fırsat verilmesi , anneye ev işlerinde yardımcı olunması , hatta ilk 40 gün annenin yemek dahi yapmaması , sadece bebeğini emzirmesi , uyuması , bebek bakımı ; bunların dışında annenin ve bebeğin birbirlerine alışmasına , bağ kurmasına fırsat verici ortamlar oluşturulmalıdır,deniliyordu.Buraya yazıyorum ki , belki birisi bana acır ve yardıma gelir :))))) Evet , bu bir imdat çağrısı , itiraf ediyorum :) Ben bu bakımdan şanssız kesimdeyim ne yazık ki , ailemden ayrı bir şehirdeyim.Ailem Ankara'da. Eşimin ailesi de Giresun ' da. Bakalım nasıl olacak... Muhakkak alışacağım , mükemmel olma gibi bir çabam da olmayacak , olması gereken olacak . Bugün bu konuyu , randevuyu beklerken sekreterle de konuşuyordum. İlk çocuğunuzsa o kadar sorun olmuyor,dedi ; ama 2. , 3. çocuklarda sıkıntı olabiliyormuş. Bir de lohusalık var.Alt üst olmuş hormon dengesi nedeniyle sebepsiz krizler yaşamanız mümkün.Evde sizinle yaşayan herkesin bu gibi durumlarda anlayışlı olması  , sizi desteklemesi , size yardımcı olması gerekecek.Ve en önemlisi bu durumun geçici olduğunu çevrenizdekilerin bilmesi önemli.Adı üzerinde , lohusalık...Ben yaşamadım ; ama kitaplarda böyle yazıyor :) Ama endişelerim de yok değil...Eşimin destekleyici bir yaklaşım sergileyeceğine inanıyorum yoksa bir süreliğine kaybolup gidebilirim.






Devamını Oku »

36.Hafta

35+4 ' den tekrar selam :)
Zaman ne kadar hızlı akıp geçiyor. Daha yeni gebelik testi yapmıştım sanki :)
Tatlı oğluşum son kontrolde 2350 gr olmuştu.
Hazırlıklarımızı tamamladık sayılır . Giysiler yıkandı , ütülendi. Ev temizliğimiz yapıldı. Hastane çantaları hazırlandı.
Gelişmelerden dolayı sezaryene dönen doğum şekli şu aralar tekrar normal doğuma dönmüş durumda. Doğum söz konusu olunca plan yapmak pek mümkün olmuyor , artık hangisi o an için uygunsa o şekilde olsun , diyorum.
Kordon hala boyunda , oğluma kehribar kolyesi alacağım :) Mesajı aldım :))))
Suyumuz azalmıştı , 2 haftada biraz artmış . Günlük su miktarını 3 litreye çıkarıp her gün 1 armut yedim ve kendimi mümkün olduğunca yormamaya gayret ediyorum.
Bu arada ilk evlilik yıldönümümüzü de geride bıraktık :) Can henüz aramıza katılmasa da ilk yılımızdan itibaren bizimle :)
Bizden haberler şimdilik bu kadar.
Güzel günler yaşayalım hep birlikte.


Devamını Oku »

Her hazırlık ayrı bir mutluluk , ayrı bir keyif ,ayrı bir heyecan

Bugün minnoşumun giysilerini yıkadım . Misler gibi koktular ve tertemiz oldular. İnsan çamaşır askısına gelip gidip bakar mı ? Cevabım , evet bakar :)
Çamaşır yıkamak hiç bu kadar keyifli olmamıştı , muhtemelen haftaya da hayatımın en keyifli ütüsünü yapacağım .



Oğlumun dolabı olarak kullanmayı düşündüğüm dolabın da içini büyük ölçüde boşaltıp Can'ımın eşyalarını yerleştirdim.Belki gelecek kışa doğru , küçük düzenlemeler ve eklemelerle minnoş oğlumun odası yapabiliriz bu odayı .
Sağlıkla gel bebişim , seni çooooook seviyoruz.
Devamını Oku »

Doktor Ziyaretimiz

1 haftada üçüncü kez doktora görünerek rekor kırmış olabilirim bu hafta :) 
Geçen hafta perşembe günü Zeynep Kamil Hastanesi'nde Habibe Hanım ' a , ertesi gün Gülnihal Bülbül ' e , Gülnihal Hanımın yönlendirmesiyle de dün Doç.Dr.Murat Muhçu'ya göründüm. Murat Bey perinatolog yani riskli gebelik uzmanı . Her durum en ince detayına kadar takip edilsin diyorsanız , hamileliğiniz boyunca perinatologla devam edebilirsiniz ; ama riskli durumunuz yoksa pek de gerek yok açıkcası . 
Şanslıyım ki , en iyi doktorlarla takipteyim , emin ellerdeyim , içim rahat.Sevgili Ebe Özlem de var. 

Murat Bey , gerek yaklaşım gerek bilgisi olsun çok harika bir doktor.Kendisine ilk kez göründüm , çok memnun ayrıldım.Konusuna hakim , hastasını bilgilendirme konusunda çok başarılı , ilgili . Gözüm kapalı tavsiye edebilirim . Gülnihal Bülbül gibi , o da normal doğumu destekleyen doktorlardan. 

Gelelim ultrasonumuzun sonucuna :) Şükür ki , her şey yolundaymış şimdilik . Umarım bu şekilde de devam eder.Bu hafta oldukça evhamlanmıştım aslında.Böyle keyifli keyifli yazdığıma bakmayın. Suyum azaldığı için ve bebeğin gelişimde hafta olarak gerilik olduğu için Gülnihal Hanım'ın yönlendirmesiyle gittim Murat Bey'e . Minnoşum hamileliğin başından beri ölçümlerde hep 1 hafta geri çıkıyordu , alışkın olduğum bir durum aslında benim için , doktor da haftasıyla uyumlu dedi.Sorun yokmuş , genetik olarak minyonmuş.Benim ve eşimin doğum kilolarını sordu.Ben 2650 , eşimse 1750 prematüre doğmuş.Suyum normal sınırlarda ama normal sınırlar içerisinde alt değere yakın . 32. ve 34.haftalar arası bebeğin su seviyesi maksimum ölçülürmüş , sonra gittikçe azalırmış. Benim durumumda takip gerekecek . 2 hafta sonra kontrol için gideceğim. Beslenmesi , gelişimi , kan akışı her şey iyi çıktı.Ben de rahatladım.Minnoşum oyuncu sanırım , kordonu boynuna bir tur dolamış :) Doğsun oyuncakları hazır :) Sen kordonunu bırak oğluşum , senin için çok güzel oyuncaklar aldık.

Gelelim bomba habere , normal doğumu savunan iki doktorda sezaryene daha yakın olduğumu düşünüyor.%49 normal , %51 sezaryen olma ihtimalim varmış.Kendimi sezaryene hazırlasam iyi olacak psikolojik olarak :) Suyun az olduğu durumlarda kordon bebeğin boynundaysa sezaryen daha sağlıklı bir seçenek olabiliyormuş.Ben normal doğumu çok istiyorum ; ama artık kendimi doktorlarımın ellerine bıraktım.Onlara güveniyorum , ikisi de sezaryeni öneriyorsa zorunluluk var demektir.Sorgulayacağım bir durum yok , açıkcası riske de atmak istemem hiçbir şeyi :) 

Güzel haberlerden biri de miyomlarım küçülmüş.En son 7 cm i görmüştük , 3 cm e inmiş. Bazen gebeliklerde önce büyüyüp sonradan küçülebiliyormuş , benimki küçülen versiyonlardan demek ki :) Sezaryen olacağım kesinleşirse ve imkan dahilindeyse belki o iki minik miyomu da temizlerler :) Ben de kendilerini uğurlarım :) 
Devamını Oku »

Hiçbir Şeyin Mutluluğunuzu Bozmasına İzin Vermeyin

Bazı insanlar vardır ki , görmeden seversiniz onları :) İçiniz ısınır ,kendinizi çok rahat hissedersiniz, samimi olduklarını bilirsiniz, iyiliğinizi istediklerini bilirsiniz , sevildiğinizi hissedersiniz .
Eşimin dedesinden söz ediyorum. Onunla konuşmak insana pozitif enerji veriyor ve çok mutlu ediyor.İlerleyen zamanlarda yan yana gelmeyi çok istediğim bir kişi , minik oğlumun da kendisiyle çok iyi anlaşacağına eminim.

Bugün telefonda konuşurken bana , "Hiçbir şeyin mutluluğunuzu bozmasına izin vermeyin." dedi.
Çok derin anlamlar içeriyor bu cümle , sadece bir cümle değil ; bir felsefe. Bu söz beni o kadar mutlu etti ki ,buraya taşımak istedim.


Bizim eşimle mutluluğumuzu , paylaştığımız aşkı ve sonsuz , hiçbir güç tarafından yıpratılmayacak kadar güçlü bir bağla birbirimize bağlılığımızı anlayan ve uzaklardan destek olan bir kalp sıcaklığı verdi bana . Benim dedelerimden ikisi de vefat etti,ama ne şanslıyım ki eşim dolasıyla harika bir dedem daha var.


Devamını Oku »

33.Hafta

32+3 olduk .
 

 
Haftalar ilerledikçe ağırlaşacağım söylenmişti ; ama bu kadar çabuk mu ? Daha 36. haftada bile değilim. Gerçi bizim yaramaz 38. ya da 40. haftalara kadar beklemeyebilirmiş doktorun dediğine göre.


 
 
Bu hafta Perşembe günü ( 32+0 ' da ) doğum iznine ayrılmak için Zeynep Kamil Hastanesi'ndeki doktorum Habibe Ayvacı Taşan'a gittim. ( Bu arada iyi ki doğum iznine ayrıldım , ayakta kalmak , biraz bile iş yapmak enerjimi çok çabuk tüketiyor. ) 
Muayenede suyumun azaldığını söyledi doktor. ( Bu da nereden çıktı şimdi ? ) Sınırda değilmiş ; ama erken doğuma neden olabilirmiş . Suyun gelip gelmediğini hissedip hissetmediğimi sordu ki hiç öyle bir hissiyatım olmadı. Tahliller yapıldı , idrarda protein çıkmadı neyse ki . ( Kötünün iyisi ) Oğluşum 1 hafta geriden geliyor ; yani 32.haftada 31 haftalık gibi aslında. İlk muayenede geç döllenme olabileceğini söylemişti ilk göründüğüm doktor. 1570 gr ve 40,5 cm olmuş . Kilosunun az olması beni biraz evhamlandırdı açıkçası . Protein alımını arttırdım. Gerçi hafta aralıklarına uyuyor ; ama ortalamanın daha altında. Kardeşim ve ben 3 kilonun altında doğmuşuz. Ben 2650 gr , kardeşim 2950 gr. Belki genetik de olabilir. Doktor beni Nst'ye ( Non Stres Test ) sokacağını ve Nst sonucuna göre yatış verebileceğini söyledi. ( Oysa ben sadece çalışamaz raporunu almaya gitmiştim. ) Mecburen doktor ne derse yapıyorum tabii. İlk Nst'mize girdik , ne sıkıcı bir deneyimmiş. Karnınıza iki aparat bağlıyorlar ve bebek hareketi ile kalp atışını takip ediyorlar. Benim oğluşum durur mu , o aparatları bir o yana hareket ettiriyor , bir diğer yana . Herkesin çıktısı kesintisiz ilerliyor , bizim ki sürekli kesintiye uğruyor. Sola yattım , bacaklarımı uzattım , sağa yattım , sağa meyillendim. Yok . Oğlum bir kere sevemedi Nst'yi , o yönlendirdi tüm süreci :) Aparat nereye gelse , tekme atarak ya da dönerek kaydırıyor .Nst' ye bağlı gebeler değişiyor , biz sabit oradayız .Bir ara uzanmaktan iyice uykum geldi. Hemşire , doktor çıktıyı beğenmeyecek diye beni bırakmıyor. ( Doktorum hastanede Baş Asistan ve genelde Nst'ye pek nadir yollarmış. Hemşire de , " hem nadir yolluyor hem de istediğinde bu şekilde bir sonuç çıkacak " diye stres oldu , bırakmadı bizi bir türlü. Tam bir Nst işkence durumu :) ) En sonunda bizi azat etti de ikimiz de rahatladık. Kesintilere rağmen , Nst sonucu iyiymiş. Doktor da aynı yorumu yaptı ; ama her hafta takip gerekeceğini söyledi.
 
 
 
 
Benim içime kurt düştü bir kere , durur muyum öyle sakin sakin nefes egzersizi yapacak modda ! Ertesi gün Gülnihal Bülbül'e tokluk kan şekerim , tahlil sonuçlarım ve genel olarak durumu bildirdim , değerlendirme ile için , "Gel , konuşalım " dedi. Gittim , kötü bir tablo olmadığını ama perinatolog tavsiyesi almanın iyi olabileceğini söyledi . Murat Muhçu 'ya yönlendirdi. Daha önce yazmıştım , bende iki tane miyom var. ( Kötü yol arkadaşlarım , insanın kendisinin bile kendisine zararı olabiliyor işte... ) Miyom ve plasenta birbirine çok yakın , miyomun plasentanın işlevini tam kapasite yapmasını engelleyebileceğini söyledi doktorum.Doppler 'le bakılacak ve ak koyun , kara koyun belli olacak.  Gelecek hafta gidip doktorun değerlendirmesine göre yol haritamızı çizeceğiz.
 
"Doğal doğum" , dedim , dedim. Her türlü detayı düşünüp bu yola girdik ,sen misin doğal doğum diyen , şu an belki de planlı sezaryenin gerekebileceğini konuşuyoruz . Sezaryene karşı tutumum da gebeliğin başından beri hep olumsuz oldu. Hele ki keyfi sezaryen ( gerçi benim öyle keyiflik bir durumum yok ) . Hasta değilim ki gebeyim diye düşünüyorum hep . Tıbbi zorunluluk dedikleri de benim şu an yaşadığım durum olsa gerek. Bakalım doktor ne diyecek ?
 
Çok sevdiğim bir sözle bu konuyu bağlayayım. Bir kitaptan alıntı ; ama hangi kitap olduğunu hatırlamıyorum şu an.
 
"Hayat , siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir. "
 
 
Bu aralar bir yandan Mahallenin En Mutlu Bebeği adlı kitabı ve bir yandan da Emzirme Sanatı kitabını ( e-kitap formatını aldım , aslında çok aradım basılı şeklini ama bulamadım ,nadirkitap.com da tam buldum diye sevinirken ben alana kadar satılmış, kitabın baskısı  zaten tükenmiş. Böyle önemli ve alanında tek olan bir kitabın neden yeni basımı yapılmaz ki ? ) okuyorum. Daha elimde bebek bakımı ile ilgili çok kitap var . Hepsine yetişmem mümkün olmayacak , kaldı ki okuduklarımın hepsi aklımda kalıyor mu ? Tabii ki " haaaayıııır " :) Ama en azından bir bilinç oluşturmuş oluyorum.
 
İtiraf : Grey'i ön sipariş zamanında aldım ; ama bir türlü elim gidip de okuyamıyorum. Bebek kitaplarını okumasın Elif , şeklinde bir iç ses hiç susmuyor. Oysa Grey seni çok merak ediyordum. Öncelikleriniz değişiyor işte . ( İyi ki de değişiyor. )
 
 
 
 
Bu kitaplara rağmen , bebek doğunca sudan çıkmış balığa dönecekmişim gibi geliyor. :)
 
 

 
 

Devamını Oku »

Son Yorumlar