YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

haydar-colakoglu-yolo-uygulama

Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.

YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.

YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.

haydar-colakoglu

YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor. 

haydar-colakoglu-teb-genel-mudur

Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;

“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.

YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir. 

Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.

haydar-colakoglu-yolo-turkiye

Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.

Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”

GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Devamını Oku »

Annelik Halleri Volume 1

Annelik gerçekten harika bir duygu , hiçbir şeyle kıyaslanamaz , hiçbir duygu ile hiçbir sözle tam olarak anlatılamaz, annelik aşkın en doğal en saf hallerinden birisi kesinlikle. Yalnız bir de ayın çoğunlukla yazılıp çizilmeyen bahsedilmeyen karanlık yüzü de var. Anne olunca annelik depresyonuna girmedim , çok kolay uyum sağladım. Değişen yaşama kolaylıkla adapte oldum. Oğlum da zor bir bebek değil bana göre . O zaman neden bu şekilde bir yazı yazmaya ihtiyaç duydum. Biraz gülelim , biraz ironi yapalım , anneler olarak biraz eğlenelim diye :) Bir şikayetim haşa yok , sakın ola yanlış anlaşılmasın . Hemen hemen her annenin yaşadığını tahmin ettiğim bir takım gülünç olayları kaleme almak istiyorum sadece . Hazırsak başlıyorum : Annelik Bölüm 1

Annelik bazen insana gecenin iki buçuğunda kalkıp ev işi yapmayı gerektirebilir.


İnsanın hayatı kesinlikle çocuktan önce ve çocuktan sonra olarak ikiye ayrılmalı. Çocuk bir dönüm noktası. Ç.Ö. ( Çocuktan Önce ) , Ç.S. ( Çocuktan Sonra )

Ç.Ö.  gece kalkıp iş yapacağımı söyleseler , hadi canım sen de der , gülüp geçerdim. Uyumak varken ne işi gecenin bir yarısı , sen de ! Uyumak mı ? Uyumak demişken Ç.S. gerçekten de uykuyu unutuyorsunuz. Hamileyken duyardım , uykuyu unut , şu , bu... Hamileyken felaket fetvaları veren bir takım kişiler belirebiliyor çevrede, şöyle bir psikolojileri var sanırım " Ben çektim o da çeksin , bana yaptılar ben de yapayım , nihahahaha " çoğuna kulak tıkamak ruh sağlığımızın devamı için elzem bir davranış . Ama uyku kısmı cidden doğru , haklarını yemeyeyim şimdi . Arada doğru şeyler de söylüyor bu kişiler ; ama siz hangisi doğru hangisi abartı Ç.S. yaşayarak anlıyorsunuz. Ç.S. öyle kesintisiz uyuyayım , akşam yatayım sabah 10 lara 11 kere kadar uyuyayım şeklinde bir düşünce hayatınızdan silinip gidiyor. Hayaller listesine ekleniyor. Ç.S eskiden yaptığınız birçok şey zaten otomatikman hayaller listesinde yerini alıyor. Hayaller listesi oldukça kabarık yani.Hayaller hayatlar geyiği alıyor başını gidiyor Ç.S.

Geçen gün Can ' ı uyuturken ben de uyuyakalmışım , zaten tüm gün gözümü zor açar bir haldeydim. Can ' ı uyuturken ( uyuturken yazıyorum çünkü kendi kendine uyumuyor.Uyku eğitimi mi ? O da ne ?!@$%! Şaka şaka , bir rutinimiz var . En azından uyuması gerektiğini anlıyor. Uyku arkadaşı kullanarak da uykuya şartlanmasını sağlamaya çalışıyorum ama Pavlov ' un köpeğinde işe yaradığı gibi olmuyor bu meret.Klasik koşullanma sürecine devam ediyoruz ; ama ben koşullanıyorum sanki . Denemeye devam ettikçe , sonunda o tavşanı görünce benim uykum gelmezse iyidir.)
-Yarım kalan cümleye devam ediyorum , taaa yukarılarda bir yerlerde kaldı - Can ' ı uyuturken şurada biraz kestirir sonra kalkar ev işlerini hallederim diye geçiriyordum aklımdan.

Uyanınca saat 10 falandır sanırım diye düşünürken , biraz daha uyumuş olsam sabahı bulacak kadar da geçmiş olduğunu fark edince bir anlık şaşkınlık yaşıyorum . "O kadar uyumuş muyum? "

Neyse herkes uyurken ben kalkıyorum.Bulaşık makinesini boşalt , kirlileri diz ( bu ev işlerinin sonsuz döngüsü ..! ) , tezgahı sil , etrafa dağılan oyuncakları topla , kitaplığın aşağıya inen raflarını düzenle , çamaşırları as , kuruyanları topla , rutin işler dışında yapılması gerekli ek işler varsa onları hallet ...

Tüm işleri bitirdikten sonra sıra anne saatine geliyor nihayet . Anneler olarak en sevdiğimiz zaman , oh be ! Gecenin bir yarısı da olsa anne saati günün en güzel zamanı . Anne saati kalp anneler , nokta

Benim için anne saati en çok kitap okumak demek , izlediğim 1 tane de dizim var . Vampire Diaries . Yeni bölümü gelmişse arada onu izliyorum.

Sonra sabaha karşı 1,5 saatlik uyku ile yeni bir güne başlıyoruz .

Bir annenin gece vardiyası bu şekilde oluyor. Genelde bizim evde bu vardiya Can gece uykusuna yattıktan hemen sonra başlayıp bitiyor ; ama bazen zaman böyle şaşıyor. Gece uykusu yazıyorum , kesintisiz değil elbet. Gece boyunca yaklaşık 4 ya da 5 kez uyanıyor , emiyor , yeniden uyuyor.Çoğunlukla da ayakta sallanmadan uyumuyor. Evet , ben alıştırdım. Ç.Ö. ahkam kesip duruyordum. Şöyle yapmayacağım, böyle yapmayacağım diye ; ama Ç.S. işler hiç de öyle yürümüyor. Bazı konularda bir bakıyorsunuz tükürdüğünüzü yalamışsınız. İtiraf edin , her annenin vardır muhakkak böyle birkaç başlığı. Can ' ın sabaha karşı bazen uykusunun açıldığı ve 1 saate yakın sallamanın sonunda uykuya daldığı da oluyor.

Benim rutinim bu şekilde , sizlerde durum nasıl ?

Not : Bu annelik halleri başlı başına ayrı bir blog açmayı gerektirecek kadar çok . Ara ara yazayım da , anneler olarak güçlerimizi birleştirelim.

Devamını Oku »

Anı Panosu Nasıl Hazırlanır ?

Doğum günü için ne tür hazırlıklar yapmalıyım diye araştırırken anı panosu ile karşılaştım. Görür görmez de çok hoşuma gitti.
Dedim , biz de eksik kalmayalım bu pano işinden . Hatta daha da iyisi ben bu anı panosunu yaparım , hem de istediğim gibisini yaparım , hazır olanlardan da daha çok bizi yansıtır diye düşündüm.

Yapım adımlarına gelirsek...

Şimdi efendim, öncelikle google amcamızı ziyaret edip kara tahta resmi indiriyoruz.

Ardından bu adresi ziyaret edip beğendiğimiz yazı karakterlerini bilgisayarımıza yüklüyoruz. Sitede Dingbats kısmında değişik şekiller de mevcut, bakmanızı öneririm.

İndirdiğimiz fontları, bilgisayarımıza kuruyoruz. Bunun için C < Windows < Fonts Klasörüne gidip zip dosyasından çıkardığımız .ttf uzantılı dosyaları klasöre ekliyoruz. Artık Office programlarında bu fontlar görünüyor olacak.

Doğum gününde kullanmak istediğiniz özel bir temanız var ise ( Spider Man , Cars , Mickey Mouse vb) tekrar google amcamızı ziyaret edip bu adlarla png dosyaları arıyoruz.Beğendiklerimizi kayıt ediyoruz. Ben balon.png , 1st Birthday.png şeklinde de aramalar yaptım. Tamamen sizin keyfinize kalmış bu aşama. İndireceğiniz resimlerde dikkat edeceğiniz nokta şu olmalı, resim ekranda gözükürken arka plan gri - beyaz kareli şeklide görünmeli.

Tüm bu işlemlerden sonra Power Point programını açıyoruz.Yeni bir sunu oluşturuyoruz.Sayfanın boyutunu 50 x 70 olarak değiştiriyoruz. Kara tahta resmini , resim ekle kısmından ekliyoruz. Ardından indirdiğimiz resimleri istediğimiz şekilde ekleyip , istediğimiz yazıları yazarak panomuzu tamamlıyoruz.

Bizim panomuz bu şekilde oldu.



Sormak istediğiniz soru olursa yorum şeklinde bırakabilirsiniz.

Derseniz ki , bu işlemler çok uzun , uğraşamam . O zaman sizin için oğluma hazırladığım panonun .ppt dosyasını da yüklüyorum. Tepe tepe kullanın.

Anı Panosu İndir

Aynı şablonu kullarak ablamızın 8.yaş doğum günü için hazırladığım Esrarengiz Kasaba temalı anı panosu şablonunu da buraya tıklayarak görebilirsiniz.

Yeni yüklediğim diğer şablonu görmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Tasarımla ilgili detaylı bilgi almak için anipanosutasarim@gmail.com adresine mail atabilirsiniz. 

Mutlu doğum günleri .
Kolay gelsin.



Devamını Oku »

Çocuğu uyuyan anne ne yapmalı ?

Oldukça mühim bir soru bu soru.
Muhtemelen cevabını da bulabilen henüz çıkmamıştır.
Şimdi çocuğumuzu uyuttuk diyelim. ( Oh , çok şükür uyuyor :) Kabul edelim bazen o uyku aralarını dört gözle bekliyor oluyoruz. Yalnız uyuduğunda şöyle bir durum da tanıdık gelebilir. Beklenilenden uzun uyumuşsa endişelenmeye başlıyoruz : " Acaba bir şey mi , oldu ? Kontrol mi etsem ? Ya uyuyorsa ve kontrol ederken uyandırırsam. Yok , yok iyidir ; ama yine de baksam iyi olacak. Bakmasam mı ? ... "
Az uyusa sorun , çok uyusa sorun. Bu uyku konusunda bebekler annelerine bir türlü yaranamıyorlar. Uyurken bir de özlüyoruz onları , dip not olarak belirtmekte fayda var. Uyandıklarında nasıl özlemiş oluyorsak kocaman sarılıyoruz sanki uzun zamandır ayrı kalmışız gibi .

Evet , nerede kalmıştık. Bebeğimiz / çocuğumuz uyumuştu. O zaman şimdi ne yapalım ? Hakikaten ne yapalım ?

1) Evi hızlıca toplamak , ardından yemek hazırlamak , kahvaltı / öğle yemeği yemek ?

2) Ev bekleyebilir , en iyisi ben bir banyo yapayım ?

3) Şu çok sevdiğim diziyi ne zamandır izleyemiyorum. Çayımı da demlesem, keyif mi yapsam ?

4) Eskiden ne çok kitap okurdum. En iyisi kitap okumak ? Şöyle ev sessiz , sakinken eski günlerdeki gibi.

5) Ya da güzel bir film mi izlesem ? İzlersem muhtemelen yarım kalacak , olsun devamını da sonra izlerim ?

6) Eşiniz evdeyse , eşinizle baş başa zaman geçirmek ?

7) Hobilerine zaman ayırmak ? ( Şaka mı yapıyorsun :)  )

8) Kendimize zaman ayırmak , uzun zamandır yapamadığımız bakımları yapmak ? ( Kendini hatırlayan el kaldırsın. )

9) Yatağa kıvrılıp şöyle güzelce uyumalı ?

Şeklinde daha birçok soru ekleyerek devam edebiliriz bu maddelere .

Birine karar verdik diyelim , bu sefer de aklımız yapamadıklarımızda kaldı. Birini bile adam akıllı yapsak kendimizi şanslı hissedeceğiz muhtemelen.

Çoğunlukla niyet oluyor hepsine de , eylem aşamasına geçerken sorun yaşanıyor.

Derkeeeeen uyanan bir minik ...  ( İyi ki varsın . )
Sahi biz ne yapacaktık ?




Devamını Oku »

Oyuncaklara para öderken bir kez daha düşünün :)

Can doğmadan heves edip bebeklerin ilgisini çekeceğini düşündüğüm bazı oyuncaklar almadım mı ? Aldım . Kendimi eleştirmem gerekirse oyuncaklara öyle çok para harcamadım , hatta kararında aldım diyebilirim. Giysi konusunu biraz abartmış olabilirim , artık onu da ölçülü almaya dikkat ediyorum.



Bebeğinize / çocuğunuza istediğiniz / istediği oyuncağı alın ama ilgisi hevesi geçene kadar olacaktır. Bu da genelde kısa bir zaman dilimi demek :) Alınabilecek en mantıklı oyuncaklar eğitici olanlar. En azından parasını hak ediyorlar. Çok katı da olmaya gerek yok ; ama oyuncağa gereksiz para harcamaya da gerek yok.

Can şu an 10.ayın içinde ve oyuncaklarla çok az oynuyor , kısa sürede sıkılıyor. Oyuncak olarak kumanda , bardak altlıkları , plastik mutfak kepçesi , boş kutular , kablo ... yani evde kendisinin oynayabileceği her türlü eşya çok daha makbule geçiyor. Demem o ki , evde kendisine zarar vermeyeceği her şey birer oyuncak olabilir.Montessori etkinlikleri de bebeklerin çok ilgisini çekiyor. Ben şu sıralar ıslak mendillerin açma / kapama aparatlarını , şişe kapaklarını biriktiriyorum. Instagramda da arama yaparak çok çeşitli oyun / aktivite hesaplarına ulaşabilirsiniz. Tavsiye ederim.

Bebeğiniz / çocuğunuz uyurken evdeki basit birkaç malzeme ile harika etkinlikler oluşturabilirsiniz.Ben de yaptıklarımı ilerleyen zamanlarda paylaşacağım.

Çocuğunuza hediye edebileceğiniz en güzel armağan birlikte geçireceğiniz kaliteli zamandır. Lütfen telefonunuzu , bilgisayarınızı bir süreliğine bir kenara bırakın çocuğunuzu dinleyin , ona değerli olduğunu hissettirin , birlikte zaman geçirin.

İyi oyunlar herkese :)

Devamını Oku »

Her Bebek Kendi Kullanma Kılavuzu İle Doğar

Can'a hamileyken bebek bakımı ile ilgili birçok kitap aldım ve birçoğunu okuma fırsatım oldu. Hiçbir bilginiz yokken okumak iyi geliyor. Eğitimde de bebek bakımı ile ilgili bir takım bilgiler öğrenmiştik.Kitaplardan da olduklarım öğrendiklerimi pekiştirmişti.

Temel bilgiler kesinlikle bilgilenme açısından çok gerekli ; ancak doğan her bebek farklı birer birey . Dolayısıyla yazılan , çizilen her bilgi her bebeğe uymuyor ve herhangi bir durumda da o duruma uygun olan bilgi kullanılamayabiliyor.

Anneyi en iyi yönlendiren her zaman bebeğin kendisi oluyor.Bu yüzden her bebek kendi kullanma kılavuzu ile doğar.Onlar sizi ne zaman ne istediklerine ve nasıl istediklerine dair en iyi şekilde yönlendiriyorlar. Size anneliği en iyi bebeğiniz öğretecek.Kitaplar bu yolculukta sadece yardımcınız olacak. Kılavuzunuz bebeğinizin kendisi aslında.




Endişelenmeye , panik yapmaya gerek yok . Onun bildiği tek anne sizsiniz ve siz onun için en iyi annesiniz. Bebeğinize ve kendinize güvenin. İç sesinizi dinleyin. Her şey güzel olacak . Her zaman kolay olmayacak belki ama çoğu zaman eğlenceli ve çok zevkli olacak onunla hayatı paylaşmak. 

Aşkın en doğal , en saf hali annelik...
Devamını Oku »

Emzirme Sanatı

Bu kitabı hamileyken ne kadar çok aradım.Baskısı da yoktu , yalnızca e - kitap formatında vardı. Dijital ortamda kitap okumak pek bana göre değil . Böyle kitabı elimde tutmak , sayfalarını çevirmek ,  o kitap kokusunu almak , önemli yerlerin altını çizmek kısaca kitabı hissederek okumayı seviyorum.Neyse...O zaman ararken internette www.nadirkitap.com da satıldığını gördüm. 1 adet baskısı kalmıştı ,heyecanlanmıştım tam alacakken satıldığını gördüm. Bendeki şans ! Sahaflara sordum , forumlara sordum. Paylaşan bazı kişilerden satın almak isyedim. Yok , yok ! Ne nerede kalmış , ne de kimse satmak istiyor değerli bir kitap olduğu için. İçerik olarak çok dolu ve bence gerekli bir kitap. Hamileyken alıp yavaş yavaş okumak gerekli .
Basılı formatından ümidi kesince e - kitabını satın aldım mecburen. Ipad ' den gece uyanınca okuyordum. Can doğduktan sonra kitabın 2.basımı çıktı nihayet! Gün Yayıncılık 'tan . ( Severiz kendilerini  , harika kitaplar çıkarıyorlar. ) Hemen sipariş verdim. Her annenin , hamilenin kitaplığında olması gereken bir kitap , mutlaka alın , okuyun. 

Emzirme başlı başına çok önemli zaten. Doğumdan önce bilgilenmek gerek , kuzular mümkün olduğunca anne sütü alsınlar . İlk 6 ay sadece anne sütü , 2 yaşına kadar da anne sütü devam ve hatta sonrasında belki ? Neden olmasın :) 

Emzirme ile ilgili harika bir kaynak var internette , Tomris'in Emzirme Notları . Burada yazılanları da ezberleyin mümkünse , çok işinize yarayacak . Harika kaleme almış hepsini .



 
Devamını Oku »

Nasıl Vegan Oldum ?

Günümüzde veganlık neredeyse trend halini aldı ve vegan olmak sanki biraz da moda oldu gibi .
Şikayet mi ediyorum bu durumdan ? Tabii ki hayır. Ne kadar çok kişi farkındalık sağlar ve yaşam tarzını yavaş yavaş değiştirmeye başlarsa dünyamız için o kadar güzel sonuçları olacağını ümit ediyorum.

Vegan kelimesi çoğu kişi tarafından bilinmiyor , vejetaryen kelime olarak çok daha yaygın ve duyulmuş ; ama veganım dediğinizde bu kelimenin ne anlam ifade ettiğini bilmeyen çok kişi ile karşılaşıyorum. Vegan yaşam tarzını benimseyen bir kişinin hayvansal ürünün hiçbir çeşitini tüketmeyen kişi olduğunu ifade edince genellikle önce bir şaşkınlık ardından da birtakım sorular geliyor.
Eminim vegan olan herkese şu cümleler fazlasıyla tanıdık gelecektir. :) 

"Et hiç mi yemiyorsun? " , " Tavuk da mı yemiyorsun " , " Balık yiyorsundur ama " , " Köfte de mi yemiyorsun? " ,  "Proteini nereden alıyorsun?" , "Kalsiyum ? " , " Et yemeden nasıl duruyorsun ? " , " Peynir , yoğurt , süt ?" ...

 En sık dile getirilen geyik argümanı olarak da " ama bitkilerin de canı var  , onlara yazık değil mi ? var .


Vegan olmak zor mu? 
 
Aslında vegan olmak öyle sanıldığı kadar zor değil ; aksine çok ama çok kolay ! Zor olan alışkanlıklardan vazgeçmek . Yıllardır alışılmış bir damak tadı oluyor. Yemek yeme alışkanlıkları oluyor. Eeee bizim mutfağımızı da düşünürsek mantı , sarma , dolma , karnıyarık... İşte zor olan beynimize kodladığımız damak tadından vazgeçebilmek.


Benim veganlığa uzanan yaşam tarzı değişikliğim 2008 yılından itibaren yavaş yavaş başladı. Hayvanları her zaman çok sevmişimdir ; ama tam 29 yıl hayvansal beslendim desem. Üstelik yediğim iskender kebapların , adanaların sayısını ne siz sorun ne ben söyleyeyim.Peyniri çok seven birisi olarak kahvaltıda neredeyse yarım kalıp da tüketiyordum. Yoğurt yemeye bayılıyordum. Yani , vegan olan hemen hemen herkes öncesinde hayvansal gıda " muhtemelen bolca " tüketiyordu.

Nasıl vegan oldum?
 
Evde muhabbet kuşlarımın olduğu bir dönem , istemediğim halde Tika adında beyaz bir yavru kedim oldu , pet shoptan alınan üstelik ! Tika ile olan bağım sayesinde hayvanlara karşı farkındalığım hızla arttı. Tika ' nın benimle birlikte yaşamaya başlamasıyla sokaktaki kedilere karşı da benzer duyguları hissetmeye başladım .Sokaktakilerin de Tika'mdan hiçbir farkları yoktu ki ?!



Derken sokaktakiler kedilere bakmaya , beslemeye başladım.Kedilerden sonra köpeklerin de aynı şekilde bizlerin yardımına ihtiyaç duyduğunu fark ettim. Hayvanlar konusunda aktivist birçok eyleme katıldım. Şu an fazla zaman ayıramadığım Facebook 'da HAYVANLARA YAŞAM HAKKI sayfasını kurdum. Derken , derken ... İnternette kürk yapımı videoları izlemeye , mezbaha görüntülerine bakmaya , et - süt ve yumurta endüstrisinin nasıl işlediğine dair araştırmalar yapmaya başladım. Araştırdıkça öğrendim , öğrendikçe hayvanları yemek istemediğime karar verdim. Bu konuda öğrendiklerim de başka bir yazının konusu olsun. 

Önce kırmızı eti bıraktım , ardından tavuk ve sonrasında da balık yemeyi kestim ve yaklaşık 5 yıl vejetaryen beslendim.Artık ölmüş olan hiçbir hayvanı yemediğim için içim rahattı ; ama işin aslı öyle değilmiş ! Gördüklerim , öğrendiklerim süt , yumurta endüstrisinin de pek masum olmadığı yönündeydi ve 2013 yılında vegan olmaya karar verdim. Sağlık açısından değil , etik yönüyle vegan yaşamı tercih ettim. Bu yüzden benim için adapte olmak kolay oldu diyebilirim . İnsan ilk başlarda ne yiyeceğini şaşırıyor ; ama alışma dönemini geçirdikten sonra her şey daha kolay oluyor. 
Devamını Oku »

İhtiyaç Listesi

Anne olmadan önce insanın kafasında binbir soru dolaşıyor bebek alışverişi konusunda . Benim öyleydi... Ne alınır , ne alınmaz , neye gerek var , neye gerek yok , neye ihtiyaç olur , neye olmaz...Hangi markanın ürününü almalıyım...

İnternette de çeşitli listeler dolaşıyor . Geçen gün e-bebek mağazasına gittiğimde kasada broşürler gördüm. Nedir bunlar diye baktığımda İhtiyaç listesi hazırladıklarını fark ettim . Her şey liste halinde sıralanmış . Hepsine gerek yok tabii ; ama en azından neye ihtiyaç olacağına dair iyi bir ön hazırlık olmuş.
Paylaşıyorum , benim hoşuma gitti. Önceden elimde olsaydı , işaretleyerek neyi aldım diye elimde bulundururdum.
Doğum Öncesi İhtiyaç Listesi 

                                                          0 - 1 yaş arası İhtiyaç Listesi

     1 yaş ve üzeri İhtiyaç Listesi 

                                                                      Genel İhtiyaç Listesi

Oyuncaklar için de liste var . Yazıyorum , en güzel oyuncak evdeki kumanda , plastik tabak , bardak , kağıt , kullanılmayan kablo , boş kutu vb. :) Gereksiz masrafa girmeye gerek yok . Keşif döneminde oldukları için her şey oyuncak olabilir . Oğlum 8 aylık , ses çıkaran oyuncaklar hoşuna gidiyor . Üst üste dizilen halkalar , tutup birbirine vurabileceği oyuncaklarla oynamayı seviyor. Bebek havuzu alıp içini topla doldurduk. Topları alıp tutuyor , atıyor ; ama en çok evdeki eşyalarla oynamayı seviyor.

Giysi olarak da en çok çıtçıtlı body kullanılıyor. Ben heves edip birçok giysi aldım ; ama en rahat olanlar çıtçıtlı bodyler. Ek olarak mutlaka penye olmalı ki rahat etsin. Ben Tchibo ' nun organik penye giysilerini çok beğeniyorum. H&M ' de de güzel seçenekler var.
Devamını Oku »

Bebekle Uçak Yolculuğu

Öyle korkulacak bir şey değil , en baştan yazıyorum 😊

Eskiden uçağa bindiğimde bebek yolcu varsa , " Eyvah ! " derdim. Bebek ağlarsa , "Annesi neden susturmuyor ? , Bu kadar mı zor ? Yol boyunca bu sesi mi dinleyeceğiz ?" şeklinde ancak bebek sahibi olmayan kişilerce telaffuz edilebilecek empati yoksunu ,bencilce düşünceler benim de aklımdan geçiyordu, itiraf ediyorum .

Peki dikkat etmemiz gerekenler neler ?

1) Öncelikle uçaktaki yolcu sayısına göre bebekli yolculukları birbirlerine yakın yerlerde oturtuyorlar. Son bindiğim uçak nispeten boş olduğu için acil çıkışın arkasından itibaren birkaç sırayı bebekli yolculuklara ayırmışlardı ve hepimiz yanımız boş olacak şekilde tek oturduk. En rahat ettiğim yolculuk da bu oldu. Hem biz rahatsız olmadık hem de kimseyi rahatsız etmemiş olduk. Check - in sırasında rica ederseniz , yolcu sayısına göre boş bir sıraya oturmak mümkün olabiliyor.

2) Bebekli yolculuklar en son oturur , ilk önce iner gibi bir durum söz konusu değil ne yazık ki . Biz iç hatlarda uçtuk . Dış hatlarda belki farklı bir uygulama söz konusu olabilir.

3) Uçak kalkarken ve inerken emzirme şansınız varsa emzirin . Kulak tıkanıklığının önüne geçmiş olursunuz. Hem siz , hem de bebeğiniz rahat eder. Önemli olan bebeğin / çocuğun yutkunmasını sağlamak.

4) Uçuş zamanını mümkün olduğunca bebeğin gündüz uykusu saatine denk getirmeye çalışın. ( Gece uykusunu hariç tutuyorum. Biz Trabzon ' a uçarken biletimiz Can ' ın gece uyku saatine denk geldi ve biraz zorlandık. )

5) Bebeğin bagaj hakkı 10 kg . Dolayısıyla ekstra bebek eşyalarının ağırlığı için endişelenmeye gerek yok. Sizin de 15 kg bagaj hakkınızla birlikte toplam 25 kg ediyor. Rahat rahat yetiyor.

6) Bebek arabası , oto koltuğu , park yatak , mama sandalyesi , pusetten herhangi ikisi ücretsiz Check - in yapılıyor yani bagaj ağırlığından sayılmıyor. Bebek arabasını ister Check - in sırasında isterseniz uçağa binerken teslim edebiliyorsunuz.

Biz Ergonomik Kanguru ile taşıyıp arabayı önceden bagaja verdik. Mama sandalyemiz de portatif olduğu için bavulun içerisinde sorunsuzca götürdük.

7) Her ihtimale karşı içerisinde bebeğin yedek giysisi , emzirme önlüğü , battaniyesi , bezi , alt açma bezi , ıslak mendili , emzik , biberon , oyuncak vb. gibi ihtiyaç duyacağınız eşyalardan bir sırt çantası hazırlayın ve yanınıza alın.

8) Bebekler sünger gibi annelerinin duygu durumlarını çekip ayna gibi yansıtıyorlar. ( Benzetmeye gel !  ) Siz rahat olursanız bebeğiniz de rahat olacaktır. İniş ve kalkış hariç gerekirse bebeğinizle dolaşabilir , arka tarafta hosteslerin olduğu bölüme geçebilirsiniz.


Biz 1 ay içerisinde toplam 3 kez uçakla seyahat ettik. Can , ilk kez 7 aylıkken uçakla tanışmış oldu. Gece uçuşumuz dışında kolay geçti. O yüzden gece uçak yolculuğunu bebekli aileler için önermiyorum.

İyi uçuşlar !
Devamını Oku »

Rahat Ebeveynlik

Günümüzde ebeveynlikle ilgili o kadar çok bilgi , yaklaşım , teknik ( adına ne derseniz deyin ) var ki ...
Peki bu bilgiler anneyi strese sokmuyor mu ?
Bana kalırsa olumsuz anlamda etkileme olasılığı yüksek.

Giysiler organik olmalı , tüm yiyecekler organik olmalı , ev tozdan - kirden her daim arınmış olmalı, oyuncaklar , aktiviteler... derken liste uzayıııp gidiyor. İmkan varsa olsun , yapılmak isteniyorsa olsun ; aksi halde olduğu kadar olsun :) Kendinimizi yıpratmadan , bunaltmadan , sıkmadan olsun.

Anneler mükemmel insan olmak zorunda değildir .
Her şeyi dört dörtlük yapmak zorunda değildir. Anne ve bebek sektörü öyle bir hale gelmiş ki , satış taktiği içerisinde sanki bu mükemmelliyetçilik sürekli aşılanıyor gibi . Kendimizi bu durumdan sıyırmamız gerek. Biraz kenara , geriye doğru çekilelim. Kendimizi dinleyelim .

O zaman ne yapmamız gerek ?
Rahatlamak...
Şöyle deriiiin bir nefes alıp iç sesimizi dinlemek gerekiyor bazen.
Her şeyin en doğrusu orada saklı.

Her şeyi bilmek zorunda değiliz , her şeye hakim olmak zorunda değiliz . Kısacası anne olmak mükemmel olmayı gerektirmiyor sadece güçlü olmayı gerektiriyor ve anne olmak kuşkusuz dünyadaki en harika duygulardan birisi.



Peki araştırmayacak , öğrenmeyecek miyiz ? Tabii ki elimizden ne geliyorsa yapacağız ; ama yapabildiğimiz ölçüde yapacağız . Ben uzun zamandır böyle yapıyorum .

Tabii ilk zamanlar böyle değildim. İnsan tecrübe ederek öğreniyor. Bir süre sonra birçok detayın gereksiz olduğunu fark ediyorsunuz. İşte o noktada hem kendimi hem oğlumu özgür bıraktım. Böyle çok daha mutluyuz.

Pınar Mermer ' in Yavaş Ebeyenlik kitabını okumuştum hamileyken , tavsiye ederim. Güzel bir kitap anneler için.


Devamını Oku »

Uyku Eğitimi Gerekli Mi ?

Hamileyken bu konu ile ilgili araştırma yapmıştım. Okuduğum kitaplar da oldu. Etraftan da " ne kadar uykusuz kalacağımla ilgili " yorumlar duyunca , nasıl bir yol izlemem gerekecek diye düşünüyordum . Oğlum şimdi 6 aylık oldu ve söylenildiği kadar abartılacak bir durum olmadığını söyleyebilirim.

İlk zamanlar bebeğin sık uyandığı doğru . Gece dahil 2 saatte bir emzirmek gerekiyor. Dolayısıyla bebek uyuyunca uyumak çok mantıklı  , yoksa uykusuzluk yorucu olabilir. Hem bu şekilde bir nevi emzirme kampı da yapmış oluyoruz. Ev işleri bekleyebilir. Mümkünse sizin yerinize başkası yapsın , siz sadece bebeğinizle ilgilenin. Ben bu bakımdan şanslıydım , eşim evde olduğu için yemeklerle o ilgilendi , ben de oğlumuzla rahat rahat ilgilenebildim. Can 4.trimesterda 7 / 24 kucakta olmak istiyordu. Bu yüzden yatağımda çok az uyuyabildim , hep koltuktaydık . Salondaki ikili koltuk neredeyse ilk 2 ay yaşam alanımız oldu.

İlk 11 gün annem yanımdaydı . 12. günden itibaren tek bakmaya başladım. Bebekle yalnız kalınca , anne kuvveti mi geliyor bilmiyorum ; ama insanın kendine güveninin geldiği kesin . Bebeğinize sizden daha iyi kimse bakamaz .

Kısa süre içerisinde her konuda uzmanlaşacak seviyeye geliniyor. Bir süre sonra yeni düzene uyum da sağlanıyor. Daha önce bebek bakımı ile ilgili hiçbir tecrübeniz olmasa bile...

Moro refleksinden dolayı bebek ilk 3 aylık dönemde yatağına yatırılırken , düşüyormuş gibi hissettiğinden , aniden uyanabiliyor. Bizde durum böyleydi. Refleksimiz çok güçlüydü. Zamanla kayboluyor ve anne de bir oh çekiyor. Sıkıntılı bir durum çünkü... Bebeği emzirdiniz , meme emerken uykuya daldı . Uyandırmamak için memede biraz daha beklettiniz . Artık beşiğine yatırayım diye hamle yaparken , uyanan bir minik :)  O sırada uykusunu da alan miniğiniz , aynı döngünün içerisine yeniden giriyor. Can'ı ne kadar yavaş hareketlerle beşiğe bırakmaya çalışsam da uyanıyordu. Bebeklerin Rem uyku süresi biz yetişkinlerinkinden biraz daha farklı , kısa sürede uyanmalarının nedeni de bu. 

Bebek büyüdükçe gece uykularının süreleri uzamaya başlıyor. 3.ayın sonunda her şeyin daha kolaylaşacağını söyleyebilirim.

 İlk haftalarda yatakta oğlum kucağımda da uyuduk birkaç kez. Bir şey olur mu diye çok endişeleniyordum ( uyku hali ) ; ama mumyalanmış gibi hangi şekilde uykuya dalmışsam o şekilde uyanıyordum. Kendimce güvenlikli olsun diye yanlara yastıkla destek yapıyordum.Kolum yastığın üzerinde , oğlum da kolumun üzerinde hiçbir problem yaşamadan uyuyorduk . Bu şekilde uyuyunca emzirme pozisyonunu almak bana zor geldiği için , sonradan salondaki ikili koltuğa geçtik . 2.ay içerisinde yatak odasında yan yana uyumaya başladık. Aramızda mesafe olduğu için hiçbir sakıncası yoktu . Babamız da bize kolaylık olması açısından salona taşındı. Aynı yatakta uyuyunca emzirmek çok kolaylaşıyor . Gece bebek uyanınca hemen emzirebiliyorsunuz. Can , sonbaharın sonunda hava kışa merhaba derken doğdu. Dolayısıyla gece sıcacık yataktan çıkıp başka odaya gitmek , orada emzirmek yeniden yatağa dönmek ve bunu sık sık yapmak çok zor olacağından bu şekilde uyumak bana daha mantıklı geldi. 3.ayın sonlarına doğru oğlumu beşiğinde yatırmaya başladım. Park yatağı odamıza kurduk ve şu an yatağımıza bitişik şekilde duruyor. Gece emzirmeleri ikimiz açısından da kolay oluyor. Uyanınca sesine hemen uyanıyorum ve kolayca alıp emziriyorum.

Uyku Eğitimi ile ilgili çeşitli yaklaşımlar var. Bunlardan en bilineni Ferber Yöntemi ki bana çok uzak bir seçenek. Bebeğin kendi kendisinin uyumasını sağlamak için kullanılıyor. Bebeği beşiğine koyuyorsunuz. Ağlarsa konuşmadan sakinleştiriyorsunuz, elini tutuyorsunuz , pış pış yapıyorsunuz, sakinleşince odadan çıkıyorsunuz , ağlamaya başlayınca ağlaması duracak mı diye biraz bekliyorsunuz. Ağlama kesilmezse yine yanına giderek sakinleştiriyorsunuz. Bu şekilde her gün ağlama süresi azalıyor ve bebek kendi kendine uyumayı öğreniyor.
Uygulayabilene bravo demek istiyorum. Bana acımasız bir yöntem gibi geliyor. Bu benim kişisel fikrim. Bebeğimi bilerek neden ağlatayım ? Öğrenilmiş Çaresizlik durumu ile bebek kendisi uyumayı öğreniyor bu yöntemle.  Bu yöntem uzun uyku için kullanılan bir yöntem. 0 - 1 yaş dönemi Güvene Karşı Güvensizlik olarak sınıflandırılıyor. Yani bebeğin ihtiyaçlarını zamanında karşılarsanız güven duymayı öğrenecek , aksi halde güvensizlik duygusu gelişecek ve insanlara şüphe ile yaklaşacak. Bana kalırsa Ferber Yöntemi olumsuz duyguyu yüksek ihtimalle açığa çıkarabilecek bir yöntem! Direkt eliyoruz :)

Harvey Karp ' ın Mahallenin En Mutlu Bebeğinin Uyku Kitabı adlı kitabını okumuştum. Onun önerdiği yöntem uygulanabilirlik açısından çok daha uygun. Bu yöntemde bir rutin belirliyorsunuz. Her akşam aynı saatte bu rutine bağlı kalıyorsunuz. Örneğin , banyo yapılması , pijamanın giyilmesi , hikaye okunması ya da ninni söylenmesi , emzirmek gibi... Neler yapacağınız ve hangi sıra ile yapacağınız tamamen size kalmış. Böylelikle bebek rutin uygulamayla uyumaya hazırlanıyor. Bizim rutinimiz şu şekilde , saat 7 gibi odaya çekiliyoruz. Biraz konuşma  , oyun ardından emzirme sonrası Can uykuya dalıyor. Gece emmek için genelde 2 - 3 kez uyanıyor.

Uyku Arkadaşı  , kullanılabilir. Bizim uyku arkadaşımız tavşan battaniyemiz. Bu arkadaş , sadece uyku zamanı ortaya çıkacak ; yalnızca buna dikkat ediyoruz. Bu şekilde klasik koşullama ile uyku ve oyuncak arasında bağlantı kuruluyor.

Bebeğinizin iyi uyumasını istiyorsanız gündüz de yeteri kadar uyumasına olanak sağlayın . Uyku uykunun mayasıdır. Gündüz uyursa gece uyumaz diyenlere kulaklarınızı tıkayın .




Devamını Oku »

Yeni Annelere Tavsiyem : "Anılarınızı Kayıt Altına Alın"

Bugün Emzirme Sanatı kitabını okurken bir şey fark ettim . Oğlumun doğumdan beri her gün fotoğraflarını çekiyorum ; ama birlikte olduğumuz çok az fotoğrafımız var!
Kitabı okurken bazı anılarımız aklıma geldi...

Can ilk 1,5 ay kadar hep  kucağımda uyuyordu.Yatağa yatırır yatırmaz uyanıyordu. Kendisi için en güvenli yer olan anne kucağında uyumayı tercih ediyordu. Ben de güvenlik nedeniyle yataktan ziyade koltukta yarı oturur pozisyonda, sağıma ve soluma yastıklarla destek yaparak Can kucağımda uyuyordum. Salondaki koltuğu her akşam bu şekilde düzenliyordum. O koltuk neredeyse 7/24 vakit geçirdiğimiz yer olmuştu. Can biraz büyüyüp benden bağımsız uyumaya başlayana kadar da bu durum bu şekilde devam etti.Şimdi bunu yazıyorum ; ama o anlara dair fotoğrafımız yok...Gerçekten üzüldüm bunu fark edince... Sadece bu da değil , anne - oğul çok az fotoğrafımız var! O zamanları neden fotoğraflamamışız diye düşündüm. Sanırım yorgunluk ve uykusuzluktan aklımıza getirememişiz.

Blog açmamın nedenlerinden biri de buydu. Anıları not etmek , unutmamak için . Emin olun , unutuluyor. Bu yüzden siz siz olun  , bebeğinizin rutinlerini kayıt altına alın , o anlar geri gelmiyor çünkü. 

Aklımda bu düşünceler varken ,  bu akşam Can ' ı emzirirken uzun uzun baktım ona. Görsel fotoğrafını çekmeye çalıştım. O kadar hızla büyüyorlar ki...




Devamını Oku »

Meşhur Hastane Çantası :)

Öncelikle şöyle söyleyeyim.Ben doğuma giderken ( ki Nst çektirip eve döneceğimizi sanıyordum ) evden markete gider gibi çıkmıştık.Hastaneye vardığımızda 8 cm civarı açıklık olduğunu öğrendik ve yanımızda hiçbir şey de yoktu 😊 ( Peki o kadar şeye gerek var mıymış ? Cevap , hayır. ) Doğumdan sonra hastane önlüğü giydim.Oğluma da hastaneden giysi verdiler .Bez , havlu , hasta kilodu hastaneden veriliyor.Eee ne işe yarıyor o zaman bu hastane çantası ?

Hazırlamaya 32.haftada başlamıştım , doğumdan tam 7 hafta önce. 1,5 aydan da fazla varken ; ama hazırlıklı olmakta fayda var.Ne zaman ne olacağını bilemiyorsunuz çünkü. ( Tabii fazla da abartmadan )Bir de o zamanlar ya şöyle olursa ya buna da gerek kalırsa diye bir düşünce içerisine giriyorsunuz. Sonra o bir çanta oluyor iki çanta , üç çanta derken yanına torbalar ekleniyor. "Acaba bavul mu görürsem? " diye düşünmeler...
Veeee o kadar emeğe hazırladığım çanta hiçbir işe yaramadı desem  :) Tabii birkaç parça bir şey kullandım ; ama hepsini bir torbaya koyup da gidebilirmişim. O kadar detaya hiç gerek olmadığını da orada anladım. Bebek alışverişi , hastane çantası ... şeklinde uzayıp giden bir alışveriş listesi var. Her şeye bir isim verilmiş . Aslında hepsi birer pazarlama harikası ☺ Böyle yazdığıma bakmayın , neredeyse her şeyden vardı bende 😀
Eşimin ailesi hazırladığım çanta ve torbaları hastaneye doğumdan sonra getirmişti.Çok azını kullandım.

Listemiz şöyle ;
Anne için ,
  • Doğumdan sonra giymek için ( emzirmeye uygun ) gecelik ya da pijama. ( Bence gecelik daha kullanışlı oluyor , çünkü alttan muayene yapılıyor . ) 
  • Hırka 
  • Çorap 
  • Hasta Kilodu ( Depend tavsiye ederim . ) Orkid' e göre çok daha kullanışlı oluyor.
  • Kişisel Bakım Ürünleri
  • Eve giderken giymek için giysi 
  • Terlik ( Kullanmadım )
  • Havlu ( Kullanmadım )
  • Emzirme Sütyeni ya da Emzirme Atleti
  • Göğüs Ucu Kremi 
Bebek için ,

Hastane Çıkış Seti diye bir giysi seti var.Bence çok gereksiz , almaya hiç gerek yok.Ben almıştım ama niye almışım , bilemiyorum.İçinde takım halinde uzun tulum , zıbın , penye hırka , önlük , battaniye , başlık , body , ayaklı kısa tulum , eldiven var.Hastane Çıkış Seti olunca fiyat gereksiz artıyor.Onun yerine beğendiğiniz bir iki takım alın , onu götürün bence.Nedir bunlar ?
  1. Çıtçıtlı body ( Her ihtimale karşı 3-4 tane olsun. Normal doğumlarda 1 gece , sezaryen doğumlarda 2 gece hastanede kalınıyor.)
  2. Alt-üst Takım : Penye hırka , patikli kısa alt ( 2 - 3 adet )
  3. Çorap
  4. Battaniye ( İnce ve Kalın 2 adet )
  5. Başlık / Bere 
  6. Eldiven
  7. Hastane vermiyorsa ya da tercih ettiğiniz bir marka varsa bebek bezi , ıslak mendil , pamuk , alt açma bezi 
  8. Pompa ve Biberon ( Gerek kalmasın kullanmaya ) 
  9. Pişik Kremi 
  10. Emzik ( Tercih ediyorsanız ) 
  11. Bebeği eve götürürken kullanacağınız anakucağı ya da bebek taşıma çantası 
Hastanenizi arayıp nelerin gerekip nelerin gerekmediğini önceden öğrenebilirsiniz , böylece gereksiz kalabalık etmemiş olursunuz.Keyifli doğumlar herkese...
Devamını Oku »

Bebek Alışveriş Listesi

Neler lazım ? Neler gereksiz ?
İlk kez anne olurken kullanılmadan anlaşılmıyor , ek olarak içinizdeki alışveriş canavarı da eklenince gereksiz masraftan kaçınmak için araştırıp alışveriş yapmakta fayda var.
İşte ihtiyaç listemiz , benim aldıklarım , tavsiyelerim.

  • Yatak 
Ben Kraft Calipso park yatak aldım. Öncelikle boyutlarının 70 x 120 olması park yataklar içerisinde öne çıkıyor. Sağlam olduğundan ve plastik görünümü de olmadığından tercihim bu yönde oldu. Hafif olduğundan çok kolay yer değiştirebiliyorsunuz. Dönencesinden memnun kalmadım , çok hızlı dönüyor ve dönence içerisindeki müzikleri beğenmedim. Alt açma kısmı da var ; ama olmasa da olur. Kısaca park yatak alacaksanız dönencesinin ya da alt açma kısmının olmasına gerek yok. İkisi de yatağın kullanım alanını sınırlandırıyor. Ben ilk 1 ay kullandım sonra da raf gibi üzerine giysi , bez koydum. Şu an tamamen çıkardım . Dönenceyi de nadiren açıyorum. Özetle park yatak da dönence ve alt açma gerekli değil . Mobilya yerine park yatak tercih etmemin nedeni de bebek karyolalarının uzun süre kullanılamıyor oluşu idi.Park yatakla işiniz bitince kapatıp kaldırıyorsunuz ve yer kaplamıyor bu şekilde , arabanızla seyahat ederken de yanınızda götürebilirsiniz , çocuğunuzun yatağı her zaman yanınızda olur böylece.Kısaca mobilya yerine park yatak diyorum. Biz Can'a oda da yapmadık henüz.Yatak odamıza koyduk yatağını.Gece uyandığında emzirmek daha kolay oluyor bu şekilde.





  •  Ana Kucağı
Tiny Love Uykucu anakucağı aldık. 3 farklı şekilde kullanılabiliyor. Yatar pozisyonda , yarı yatar ya da oturma pozisyonu.Oturma pozisyonu çok dik değil . Can 4,5 aylık oldu , henüz fazla kullanmıyoruz bu pozisyonu. Dönencesi çok kaliteli , titreşimi güzel. Ana kucağını genelde mutfakta tutuyorum , ben mutfakta işlerimi yaparken Can da oyalanıyor.Kurtarıcılarımdan biri , ana kucağı olmazsa olmazlardan.Mutlaka bir tane edinilmeli.



  • Hamak
Hamak almaya "Mahallenin En Mutlu Bebeği " kitabını okuduktan sonra karar verdim.Salıncak yerine hamak tercih ettim ; çünkü salıncak kısa süreli kullanıldığı halde hamak 3 yaşına kadar kullanılabiliyor. ( Taşıma kapasitesi 20 kg ) İlk zamanlar zaman geçirsin diye koyuyordum. Bir gün her zamanki gibi meme emerken uyumayınca kendimi ayağımda sallıyorken buldum , sonra da hamak bizim için uykuya dalma araçlarından birisi oldu. Şu an emerken , ayakta sallanırken, gündüz bazen hamakta sallanarak uyuyor. Kurtarıcılarımdan biri. İçinin yatağı var , ben üzerine yastık koyarak kullanıyorum. Bu şekilde kaymadan durabiliyor.




  • Sepet Beşik
Funna Baby sepet beşik aldım. İlk zamanlar yatağın kenarında kullanımı kolay olur diye istemiştim. Fazla kullanamadık ; Can ilk aylar kucakta durmayı tercih etti.Sonra direkt Park yatağa geçtik , biraz da heves ettiğim bir üründü.Üst kısmı çıkabiliyor ve taşıyarak istediğiniz yere götürebiliyorsunuz.Tekerlikli ayaklarıyla da taşımadan sürerek yer değiltirebilirsiniz.


  • Bebek Arabası
Quinny Buzz 3 tercih ettik. Oldukça konforlu bir bebek arabası , Maxi Cosi ana kucaklarıyla uyumlu. İlk 6 aya kadar ana kucağıyla , 6.ayda ise kendi koltuğuyla kullanılabilir. Süspansiyonlu tekerleklerle yolun engebesi bebek tarafından hissedilmiyor. Tek tuşla açılıyor , tek dezavantajı ağır olması.Sürekli arabanın bagajında duracaksa tercih edilecek bir araba olabilir.Bebek arabalarının jipi olarak geçen bir model.Ben Mamas Papas Armadillo Flip ve Quinny Buzz arasında kalmıştım. Armadillo Flip oldukça pratik bir araba , doğumdan itibaren kullanılabiliyor , geniş , hafif , kolay katlanıyor , çift yönlü kullanılabiliyor.İkisi birbirlerinden çok farklı arabalar aslında , Armadillo Flip bastonla bebek arabası arası bir model . Ben daha konforlu olduğu için Quinny 'yi tercih ettim ; ama pratik bir model olsun diyorsanız Mamas Papas Armadillo Flip alabilirsiniz.Baston puset almadım ; ama araştırdığım kadarıyla en iyi modeller Maclaren ' de.





  •  Pompa (Süt Sağma Makinesi )
Philips Avent Elektronik Pompa aldım, memnun kaldım ; ama çok az kullandım. Doğumdan sonra Can'ın emdiğinden daha fazlası kadar süt vardı.Birkaç kez sağdım , oğlum sağılmış sütü içmeyi sevmiyor. Biberon da kabul etmeyince dolaba kaldırdım. Kaliteli bir ürün , evde olması gerekenlerden. Pompa almak yerine , hastane tipi olanlardan da kiralayabilirsiniz , en iyi çekiş gücü onlarda var. ( Bebeğin emmesi ile hiçbir pompa yarışamaz tabii , bunu da belirtelim. ) Bildiğim kadarıyla Medela marka hastane tipi pompaları kiralayabiliyorsunuz . Alacaksanız mutlaka elektronik / elektirikli modeller tercih edilmeli.Manuel sağma işlemi zor oluyormuş.Pompa ile süt sağarak buzlukta stoklayabilirsiniz ya da mastit durumunda kurtarıcı oluyor.Kısaca kaliteli bir pompa edinmekte fayda var.


  • Süt Isıtıcısı
Çok gerekli değil .Ben Philips Avent aldım .Biberon kullanmadığım için fazla işime yaramadı. 3-4 kez ancak kullanmışımdır. Isıttığınız suyun içine biberonu koyarak da sütü ısıtabilirsiniz.Isıtıcının faydası ne ? Isıyı kontrol etmek zorunda kalmıyorsunuz , hep aynı derecede sütü ısıtabiliyor.Pratiklik sağlıyor , zamandan tasarruf ediyorsunuz.Mama kullanıyorsunuz gerekebilir.Gece beslenmesi sırasında özellikle.



  • Sterilizatör
Çok gerekli değil , kaynar su ile de aynı işlemi yapabilirsiniz.Yine çok az kullandığım bir ürün.Bebek doğduğunda ihtiyaç doğrultusunda alınabilir.Benim için tüm bu ürünleri bitiren nokta biberon kullanmamamız ve beslenme ihtiyacımızı emerek karşılamamız oldu.



  • Biberon
Avent Yenidoğan biberon setini ve gaz yapmadığı için de Dr.Browns marka biberondan almıştım. Yine ihtiyaç doğmadığı için kullanmadığımız ürünlerden oldu.Dr.Browns paketiyle duruyor.

  • Emzik
Birkaç emzik denedik , Can hiçbirini tutmadı.İlk ay emmesi bozulmasın diye emzik vermedim ; sonra dan da hangisini denediysem almadı.

Philips Avent Soothie Emzik ( Yenidoğan için en iyi emzik , yurt dışında hastanelerde yenidoğanlara veriliyor.Anne memesine çok yakınmış ve emme refleksini etkilemiyormuş.Acaba tutar mı diye sonradan aldım.En iyilerinden biri çünkü , sonuç : hayır :)  )



Philips Avent Free Flow




Nuk Kauçuk Emzik


  •  Silikon Koruyucu
Meme ucu yarası varken kurtarıcım oldu diyebilirim. Bu şekilde emzirme devam edebildim. 10 gün kadar kullandım.Avent Kelebek Koruyucu tercih ettim.


  • Islak Mendil
Uni Baby Yenidoğan kullanıyoruz.En safı bu ürün.


  • Bebek Bezi
Prima Premium Care , yumuşak dokusu , sıvı kakayı çok iyi emmesi , ıslaklık hissettirmiyor oluşu nedeniyle tercih ettim. Fiyatı diğer bezlere ve Prima'nın diğer bezine göre daha yüksek.12 saate kadar kuruluk vaat ediyor. Gece hiçbir sıkıntı yaşamadık.Bazen 12 saatten daha uzun süre değiştirmediğimiz de oldu.Bence bezler içerisinde en kalitelisi.

Sleepy ' de kullandım.Yerli Üretim olmasından ve fiyat avantajından dolayı tercih ettim.Pişik yapmadı.Ondan da memnun kaldım.



Bez değiştirirken pişik olmaması için 2 gün boyunca bir eski bez, biz yeni bez dönüşümlü kullanılması öneriliyor.
  • Pişik Kremi
Sudocrem kullanıyoruz. Her alt açmada biraz sürüyorum.
  • Şampuan
Mustela tercih ettik.Saça ve tüm vücuda kullanılabiliyor. Konak Önleyici olanı da var , bulamadığın için normal olanını aldım.Can 'da birkaç kez konak oldu. Saf zeytinyağı sürüp biraz beklettikten sonra ince uçlu tarakla tarayınca konaklar dökülüyor. Konak olmaması için şampuanı iyi durulamak gerekiyor ve haftada 1 şampuan kullanımı yeterli.

  • Bebek Masaj Yağı
Mustela tercih ettik.Banyo sonrası masaj yapmak çok hoşlarına gidiyor.



  • Su Termometresi
Weewell tercih ettik. Suyla tercih edince otomatik açılıyor , çok kullanışlı.




  • Bebek Telsizi
Weewell tercih ettik.Aslında en güzeli görüntülü olan modeller.


  • Burun Aspiratörü
Otribebe markalı aspiratörü aldım.
  •  Bebek Giysileri İçin Deterjan
Kapalı giysileri bile güzel temizliyor.
  • Pamuk
Islak mendil yerine , pamukları ılık suyla ıslatıp kullanabilirsiniz.Baby & Me'nin pamukları ıslanınca dağılmıyor , çok memnun kaldım.


  • Alt değiştirme bezi :  Canbebe , Sleepy , Dalin... En uygun fiyatlısı Canbebe.

  • Emzirme Önlüğü : Mycey aldım ; aslında dikilebilir ya da şal benzer işlev görebilir. Hamileyken ve ilk çocuk olunca insan her şeye heves ediyor. Gerekli gereksiz bir sürü şey alınabiliyor.



  •  Emzirme Yastığı : Mycey aldım. Çok gerekli değil . Doğum sonrası dikişlerin iyileşmesi sırasında üzerine oturdum. Emzirme amaçlı birkaç defa kullandım sadece.Şu an Can'ı destekleyerek oturtmak için kullanıyorum.Yüz üstü çevirip koyunca da başını kaldırıp etrafa bakıyor.
  • Göğüs Pedi : Lansinoh ve Baby&Me kullanıyorum.
  • Göğüs Kremi : Lansinoh kullandım ve memnun kaldım.Emzirme öncesi silinmesine gerek yok. Garmastan Pomad 'da almıştım ; ama kullanmaya fırsatım olmadı.

Bunların dışında emzirme atleti , emzirme sütyeni , saç fırça ve tarağı ( bebedor ) , tırnak makası , ağız mendilleri , müslin bez ( teri emmesi için ) , küvet , sünger , maşrapa , banyo filesi , uyku tulumu da gerekenler arasında . Giysilerde ise %100 pamuk olanlar tercih edilmeli ve mümkün olduğunca sade alınmalı. Harika ürünler var ; ama bebekler rahat edemiyor . 
Devamını Oku »

Son Yorumlar