30.Hafta

     30.haftaya da girdik sonunda. 29+2 'den merhaba :)
29.haftada kaçamak yapıp yazmamışım.
 
      Bu hafta büyük ihtimalle müstakbel doktorum Gülnihal Bülbül ile tanışacağım. Merak ediyorum tabii, neler söyleyecek , bebeğin durumu nasıl ?
 
     Bu yazıda biraz miyomlu hamilelik deneyimimi paylaşmak istiyorum.
 
    Hamile kalmadan önce rahmimde birisi 4 cm , diğeri 2 cm civarı iki miyomum olduğunu öğrenmiştim ki , bu durum beni oldukça korkutmuştu. Ameliyat olmama gerek var mı , yok mu soruları aklımda gezerken bir yandan sürekli internetten miyom ve hamilelik konusunda yazılar okuyordum. Göründüğüm iki profesör de ( Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ) ameliyat olmama gerek olmadığımı , bu şekilde hamile kalabileceğimi söylediler.  ( Eğer 1 yıl geçtiği halde hamile kalamadığım anlaşılırsa ya da miyom hamilelikte düşüğe neden olacaksa o durumda ameliyat olabileceğimi söylediler. ) Bu durum beni çok mutlu etmişti ; çünkü miyom ameliyatı sonrası hamile kalmak da zorlaşabiliyor , eee yirmili yaşlarda da değilim. Çalışmalar sonucu 4.ay hamile kaldım , pozitif testi görünce inanamamıştım derken gittikçe çizgi koyulaştı. Bu arada ilk ay da hamile kaldığımı düşünüyorum ; ama bana kalırsa sessiz düşük yaşadım. Yerleşme kanaması olmuştu ve regl tarihim 2 haftadan fazla gecikti ama testler sürekli negatifti.
 
     Hamleliğin başlarında keseyi görmek için gittiğim ilk doktor kese ile miyomun çok yakın olduğunu ve bu durumun düşükle sonuçlanabileceğini söyledi. Bu durum oldukça moralimi bozmuştu. Bir daha da kendisine gitmedim. Takip eden hafta başı okulda ders anlatırken çok ciddi bir kanama yaşadım , direkt acile gittim ve olumsuz cevaba hazırdım. Bebeğimin kalp atışını duymaları da aynı güne denk geldi :) Kontroller ,  tahliller sonrası asistan doktor fazla ümitlenmememi , bu işin garantisi olmadığını , evde sürekli istirahat etmemi ( ki hastaneye yatış önermişti , istememiştim ) buna rağmen düşük yapabileceğimi söyledi. Verdikleri ilacı düzenli kullandım , yerimden neredeyse korkudan hiç kıpırdamadım , minimum hareket ettim. 2 ay bu şekilde geçti. Hastaneye kontrole giderken bile korkuyordum. İlerleyen zamanlarda miyomun kesenin arkasında olduğu anlaşıldı. 3.ayın sonunda da risk azaldı. Ben de iş başı yaptım ve normal yaşamıma geri döndüm. Zeynep Kamil Hastanesi Anne Hastalıkları bölümüne gittim , oradaki doktorlardan birisi olan Pınar Kumru iki hamileliğinde de miyomlu gebe olduğunu ve hamileliklerini sorunsuz geçirdiğini ,ameliyat olmadığını anlattı. Bana da korkmamam gerektiğini bu şekilde hamilelik geçiren çok anne adayı olduğunu söyledi. Yurt dışında çoğunlukla miyomları almıyorlar. Operasyon bizim ülkemizde yaygın.
 
       Riskli ilk trimester'ı atlattıktan sonra çok şükür ki başka bir sorunla karşılaşmadım. İnternette yazan miyomun ağrı yapabileceği durumunu ben hiç yaşamadım , umarım bundan sonra da yaşamam.Gebeliğimin bu zamana kadar ki takibini yapan doktor Habibe Ayvacı Taşan ' da miyomun rahim ağzını kapatmadığını ve normal doğuma engel olmadığını söyledi. Gülnihal Bülbül 'ün yorumunu merakla bekliyorum.
 
       Kısacası , miyomu olan hamileler korkmasınlar .İlla ki kanama yaşanacak , düşükle sonuçlanacak , dayanılmaz ağrılar olacak gibi bir durum söz konusu değil. Herkesin bünyesi farklı , hiçbir hamilelik bir diğeri ile aynı değil . Göründüğüm profesör bana gerçek hayatın literatürden farklı olduğunu , kaç tane miyomu olan kadınların çok rahat gebelik geçirip doğum yaptığını söylemişti. Kimsenin moralinizi bozmasına izin vermeyin.

      İki haftalık seminer çalışmasını da bitirdik bu arada. Bu yıl okulların geç açılacak olması bizim için büyük şans oldu. Okulların açıldığı ilk hafta doğum iznine ayrılabileceğim , dolayısıyla bana ders vermediler :) Oğlumun şansı diyorum.

      Alışverişler içerisinde en keyiflisi kesinlikle bebek alışverişi :) (Konudan konuya atlıyorum. :))) )  Beni benden alıyor bu alışveriş. Hamilelik hormonları ve içimdeki alışveriş canavarı bir araya gelince içimden bir ses bana sanki sürekli " al, al, al " diyor . Çoğu bitti , azı kaldı . Birçok eksiğimizi tamamladık. Oda yapmadık ; ama odalardan birini boşaltıp biraz düzenledik . Bebeğin eşyalarını o odada toplamaya başladım , dolabın çoğunu bebeğe ayırdım. Şimdilik bizim odamıza koyduk yatağını , ilerleyen zamanlarda ayrı odaya alacağız.

      Boş zamanlarımda sürekli kitap okumaya çalışıyorum ; çünkü en geç 75 gün sonra boş zaman diye bir kavram bir süreliğine hayatımdan çıkmış olacak . Artık roman okumayı da bırakıp bebek bakımı ve doğum ile ilgili kitapları okuyorum.

      Bu arada kilo konusunu hiç yazmamışım. İki aylık yatak istirahati döneminde 5 kilo , devamında da 5 kilo daha alarak +10 kilodayım şu an .

     Şeker yüklemesi de yaptırmadım , bu konuda hislerime güvendim. Ha1c değerim iyi çıktı , tokluk kan şekerim de ( bol şekerli yiyeceklerden sonra ) 89 çıkınca , gereksiz buldum.

      Yakın zamanda hastane çantasını da hazırlamaya başlamam gerek . Aklımı doğum sonrası lohusalık günleri de kurcalıyor. Heyecan had safhada :) Şimdiden  " bebeğimi kimseciklere öptürmeyeceğim , hasta kimsenin yanına yaklaştırmayacağım " gibi kurallar belirmeye başladı. Bu konuda oldukça katı olmayı planlıyorum. Kimse darılmasın , gücenmesin . Minicik bebeğin sağlığı söz konusu iken insanlar darılmasın diye bebeğimi riske atamam.
 

Hiç yorum yok

Son Yorumlar